- Söz söyleyen kemal sahibi olursa söz söyleme sofrasını yaydı mı sofrası, her çeşit aşlarla doludur. 1895
- ناطق کامل چو خوانپاشی بود ** خوانش بر هر گونهی آشی بود
- Hiçbir konuk mahrum kalmaz. Herkes o sofrada kendi gıdasını bulur.
- که نماند هیچ مهمان بی نوا ** هر کسی یابد غذای خود جدا
- O sofra, Kur’an’a benzer; Kur’an’ın da yedi manası vardır; alelâde halk da ondan doyar, halkın bilgide, irfanda ileri gelenleri de” dedi.
- همچو قرآن که بمعنی هفت توست ** خاص را و عام را مطعم دروست
- Derviş dedi ki: “ Herkesçe şu muhakkaktır ki âlem Allah emrine râm olmuştur.
- گفت این باری یقین شد پیش عام ** که جهان در امر یزدانست رام
- O padişahın kaza ve kaderi olmadıkça ağaçtan yaprak bile düşmez.
- هیچ برگی در نیفتد از درخت ** بی قضا و حکم آن سلطان بخت
- Allah lokmaya, gir içeri diye emretmedikçe boğazdan lokma bile geçmez. 1900
- از دهان لقمه نشد سوی گلو ** تا نگوید لقمه را حق که ادخلوا
- İnsanların yuları, dizgini olan, insanları dilediği yere sürüp götüren istekler de o gani Allah’ın emriyle meydana gelir.
- میل و رغبت کان زمام آدمیست ** جنبش آن رام امر آن غنیست
- Yeryüzünde olsun, göklerde olsun… Bir zerre bile onun hükmü olmadıkça kanat çırpmaz, harekete gelemez;
- در زمینها و آسمانها ذرهای ** پر نجنباند نگردد پرهای
- Onun yürür ve kadim fermanı olmadıkça kımıldayamaz bile. Bunu anlatmaya imkân da yoktur, bu hususta ısrar da hoş değil.
- جز به فرمان قدیم نافذش ** شرح نتوان کرد و جلدی نیست خوش
- Ağaçların yapraklarını kim sayabilir? Sonu olmayan şey, nasıl söze sığar?
- کی شمرد برگ درختان را تمام ** بینهایت کی شود در نطق رام