- Bu yüzden müminler, ne belâya itiraz ederler, ne Hakk’ın emir ve nehyinden sıkılırlar. 2345
- تا نباشد در بلاشان اعتراض ** نه ز امر و نهی حقشان انقباض
- Başkalarının ağzına acılık veren bir lokmaya benzeyen Allah hükmü, onlara gülbeşeker gelir, tatlı tatlı yerler, hazmederler.
- لقمهی حکمی که تلخی مینهد ** گلشکر آن را گوارش میدهد
- Allah hükmünü kabul etmeyip inkâr eden, o lokmayı yese bile kusan kişiyle yaramaz.
- گلشکر آن را که نبود مستند ** لقمه را ز انکار او قی میکند
- Elest gününde bir rüya gören, Allah’a ibadet yolunda sarhoş olur.
- هر که خوابی دید از روز الست ** مست باشد در ره طاعات مست
- Sarhoş deve gibi bu ibadet çuvalını hiç usanmadan, sıkılmadan çeker durur.
- میکشد چون اشتر مست این جوال ** بی فتور و بی گمان و بی ملال
- Ağzının etrafındaki tasdik köpüğü, onun sarhoşluğuna, coşkunluğuna şahittir. 2350
- کفک تصدیقش بگرد پوز او ** شد گواه مستی و دلسوز او
- Deve, kuvvetlenip erkek aslan kesildi mi ağır yükler çeker de yine o yüklerin altında az yer, az içer.
- اشتر از قوت چو شیر نر شده ** زیر ثقل بار اندکخور شده
- Dişi deve arzusuyla yüzlerce zahmet ve açlık çeker. Hatta dağ bile ona bir kıl gelir!
- ز آرزوی ناقه صد فاقه برو ** مینماید کوه پیشش تار مو
- Elest âleminde böyle bir rüya görmeyen bu dünyada ne kul olur, ne mürit!
- در الست آنکو چنین خوابی ندید ** اندرین دنیا نشد بنده و مرید
- Olsa bile gönlünde yüzlerce tereddüt vardır. Bir an şükrederse bir yıl şikâyet eder.
- ور بشد اندر تردد صد دله ** یک زمان شکرستش و سالی گله