- Soyunu sopunu, çoluk çocuğunu, akrabalarını getir, köyümüzde üç, dört ay kal.
- خیل و فرزندان و قومت را بیار ** در ده ما باش سه ماه و چهار
- Bahar çağında köy pek hoş olur, çayırlık, çimenlik, gönle ferah veren gönül çeken lâlelik kesilir”
- که بهاران خطهی ده خوش بود ** کشتزار و لالهی دلکش بود
- Şehirli, başından savmak için ona vaatte bulundu, vaadinin üstünden de sekiz yıl geçti. 245
- وعده دادی شهری او را دفع حال ** تا بر آمد بعد وعده هشت سال
- Köylü, her yıl “Ne vakit geleceksin. Kış gelip çattı” der,
- او بهر سالی همیگفتی که کی ** عزم خواهی کرد کامد ماه دی
- O da “Bu yıl filan yerden konuk geldi.
- او بهانه ساختی کامسالمان ** از فلان خطه بیامد میهمان
- Müsaade edin de gelecek yıl, işten, güçten kurtulursam gelirim” der,
- سال دیگر گر توانم وا رهید ** از مهمات آن طرف خواهم دوید
- Köylü “ Ailem, ey kerem sahibi, çoluğunu, çocuğunu bekleyip duruyor” diye karşılık verirdi.
- گفت هستند آن عیالم منتظر ** بهر فرزندان تو ای اهل بر
- Her yıl leylek gelince köylü de gelir, şehirlinin evine konardı. 250
- باز هر سالی چو لکلک آمدی ** تا مقیم قبهی شهری شدی
- Şehirli, her yıl altınından, malından köylüye harceder, onun üstüne kanat gererdi.
- خواجه هر سالی ز زر و مال خویش ** خرج او کردی گشادی بال خویش
- Nihayet son defa o yiğit köylü, tam üç ay şehirliye misafir oldu, o da, ona sabah akşam sofra yaydı, yedirdi, içirdi.
- آخرین کرت سه ماه آن پهلوان ** خوان نهادش بامدادان و شبان