English    Türkçe    فارسی   

3
2524-2533

  • Kesilmiş boğazı, yerinden davransın, kanını dökenlerden kanını istesin denir.
  • حلق‌ببریده جهد از جای خویش ** خون خود جوید ز خون‌پالای خویش
  • Bunlar ve bunlara benzer daha nice şeyler var… Kur’an, baştan sona sebepleri, illetleri nefyeder vesselâm. 2525
  • همچنین ز آغاز قرآن تا تمام ** رفض اسبابست و علت والسلام
  • Fakat bunları anlamak, işi uzatıp duran aklın harcı değildir. Kulluk et de bunlar sana keşfolsun!
  • کشف این نه از عقل کارافزا شود ** بندگی کن تا ترا پیداشود
  • Felsefeye sarılan kişinin aklı, akılla anlaşılabilen şeylere bağlanmış kalmıştır. Fakat temiz ve pak kişi, aklın aklının (Akl-ı Küll’ün) tek binicisi oldu.
  • بند معقولات آمد فلسفی ** شهسوار عقل عقل آمد صفی
  • Aklının aklı içtir, senin aklınsa kabuk. Hayvan midesi daima kabuk arar.
  • عقل عقلت مغز و عقل تست پوست ** معده‌ی حیوان همیشه پوست‌جوست
  • İç arayan, kabuğu sevmez, ondan usanır, bıkar. İç temiz kişilere helâldir, temiz kişilere.
  • مغزجوی از پوست دارد صد ملال ** مغز نغزان را حلال آمد حلال
  • Kabuktan ibaret olan akıl, bir işi yüzlerce delille ancak anlayabilir. Fakat Akl-ı Kül, doğru olduğunu bilmediği yola adımını atar mı hiç? 2530
  • چونک قشر عقل صد برهان دهد ** عقل کل کی گام بی ایقان نهد
  • Akıl, defterleri baştanbaşa karalar durur. Aklın aklıysa bütün âlemi ayla, doldurur, nurlandırır.
  • عقل دفترها کند یکسر سیاه ** عقل عقل آفاق دارد پر ز ماه
  • O, karadan da kurtulmuştur, aktan da. Onun ayının nuru, gönle de yayılmıştır, sana da.
  • از سیاهی و سپیدی فارغست ** نور ماهش بر دل و جان بازغست
  • Cüz’i akıl bu karayla akı, yine kadirden, bir yıldız gibi parlayıp âlemi aydınlatan Kadir gecesinden elde etmiştir.
  • این سیاه و این سپید ار قدر یافت ** زان شب قدرست کاختروار تافت