- O eski söz, yepyeni dallar, budaklar verir, yüzlerce meyve hevenkleri bitirir, yetiştirir!
- تا که از کهنه برآرد برگ نو ** بشکفاند کهنه صد خوشه ز گو
- Biz böyle hekimleriz, öyle Allah şakirtleriyiz ki bahrimuhit bile bizi gördü de yarıldı. 2700
- ما طبیبانیم شاگردان حق ** بحر قلزم دید ما را فانفلق
- Biz başkayız; insanın hastalığını, nabzına bakarak anlayan hekimler başka!
- آن طبیبان طبیعت دیگرند ** که به دل از راه نبضی بنگرند
- Biz gönle vasıtasız bakarız, bizim görüşümüz, anlayışımız yüzünden pek yücedir.
- ما به دل بی واسطه خوش بنگریم ** کز فراست ما به عالی منظریم
- Onlar, insanı gıdalarla, meyvelerle doyuran kuvvetlendiren doktorlardır… hayvanî can, onların tedavisiyle kuvvet bulur, yaşar.
- آن طبیبان غذااند و ثمار ** جان حیوانی بدیشان استوار
- Bizse iş ve söz doktorlarıyız. Bize ululuk nurunun ışığı ilham vermektedir.
- ما طبیبان فعالیم و مقال ** ملهم ما پرتو نور جلال
- Meselâ bu çeşit bir iş sana faydalıdır, öbürünün yolunu keser. 2705
- کین چنین فعلی ترا نافع بود ** و آنچنان فعلی ز ره قاطع بود
- Bu çeşit bir söz sana faydalıdır, başka çeşit bir sözse seni yaralar!
- اینچنین قولی ترا پیش آورد ** و آنچنان قولی ترا نیش آورد
- O doktorlar, hastanın sidiğine bakar, hastalığını öyle anlar… Bizim delilimizse ulu Allah’ın vahyidir, hastalığı vahiyle anlarız.
- آن طبیبان را بود بولی دلیل ** وین دلیل ما بود وحی جلیل
- Kimseden ücret istemeyiz, ücretimiz, noksanlardan ari olan Allah’tan gelir.
- دستمزدی می نخواهیم از کسی ** دستمزد ما رسد از حق بسی