- “Be adam mademki iş böyleydi, neden yenini yakanı yırtarak feryat etmedin?
- پس بدو گویی همین بود ای فلان ** چون بندریدی گریبان در فغان
- Yahut yukardan tepeme bir taş atıp bana işin ciddiyetini, işin vehametini bildirmedin?” dersin.
- یا ز بالایم تو سنگی میزدی ** تا مرا آن جد نمودی و بدی
- O adam da iyi ama sen, benim sözümden inciniyordun. Ne faydası var? Sana çok söyledim ama kâr etmedi ki. 2975
- او بگوید زآنک میآزردهای ** تو بگویی نیک شادم کردهای
- Ben sana iyilik ettim, seni bu kötü işten kurtarmak için öğütler verdim.
- گفت من کردم جوامردی بپند ** تا رهانم من ترا زین خشک بند
- Kötülüğünden bu iyiliğin kadrini bilmedin… Öğüdüm, seni büsbütün azdırdı, bana büsbütün cefa etmeye, beni büsbütün incitmeye başladın der.
- از لیمی حق آن نشناختی ** مایهی ایذا و طغیان ساختی
- Aşağılık, kötü kişilerin huyu budur. Sen ona iyilik ettin mi o, sana kötülük eder.
- این بود خوی لیمان دنی ** بد کند با تو چو نیکویی کنی
- Sabırla nefsin belini bük. O alçaktır, kötüdür, iyilik etmeye gelmez ona!
- نفس را زین صبر میکن منحنیش ** که لیمست و نسازد نیکویش
- Kerem sahibi birisine ihsanda bulunursan değer. Bire karşılık sana yedi yüz verir. 2980
- با کریمی گر کنی احسان سزد ** مر یکی را او عوض هفصد دهد
- Bu alçağa da cefa eder, onu kahreylersen sana aşırı vefalar gösterir, kulun kölen olur.
- با لیمی چون کنی قهر و جفا ** بندهای گردد ترا بس با وفا
- Kâfirler, nimete eriştiler mi cefa tohumunu ekerler de sonra cehennemde, aman yarabbi diye bağırıp dururlar.”
- کافران کارند در نعمت جفا ** باز در دوزخ نداشان ربنا
- Allah’ın ahrette cehennemi, dünyada zindanı yaratmadan maksadı, kendilerini büyük görenlerin ister istemez Allah’a kulluk etmeleridir
- حکمت آفریدن دوزخ آن جهان و زندان این جهان تا معبد متکبران باشد کی ائتیا طوعا او کرها