- Herzevekilin biri, sofiye “Çiviye asılı ve içinde ekmek olmayan bomboş sofra nedir ki seni bu derece zevke, vecde getiriyor?” dedi.
- بوالفضولی گفت صوفی را که چیست ** سفرهای آویخته وز نان تهیست
- Sofi dedi ki: “ Yürü git be… Sen manasız bir suretten ibaretsin… Sen varlık peşinde koş, âşık değilsin sen.
- گفت رو رو نقش بیمعنیستی ** تو بجو هستی که عاشق نیستی
- Aşığın gıdası, ekmeksiz ekmeğe âşık olmaktır. Aşkında doğru olan kişi. Varlığa bağlanmaz. 3020
- عشق نان بی نان غذای عاشق است ** بند هستی نیست هر کو صادقست
- Âşıkların varlıkla işi yoktur… Âşıklar, kârı sermayesiz elde ederler.
- عاشقان را کار نبود با وجود ** عاشقان را هست بی سرمایه سود
- Kanatları yoktur, âlemin etrafında uçarlar… Elleri yoktur, topu meydandan kaparlar!
- بال نه و گرد عالم میپرند ** دست نه و گو ز میدان میبرند
- Mana kokusunu duyan o yoksul da eli kesik olduğu halde zembil örerdi ya!
- آن فقیری کو ز معنی بوی یافت ** دست ببریده همی زنبیل بافت
- Âşıklar, yoklukta çadır kurarlar… Onlar, yokluk gibi bir renktedirler, bir tek ruhları vardır onların!
- عاشقان اندر عدم خیمه زدند ** چون عدم یکرنگ و نفس واحدند
- Süt emen çocuk yemekten nasıl zevk alabilir? Perinin gıdası kokudan ibarettir. 3025
- شیرخواره کی شناسد ذوق لوت ** مر پری را بوی باشد لوت و پوت
- Fakat insanoğlu perinin kokusundan koku alabilir mi? Huyu, onun huyunun zıddıdır.
- آدمی کی بو برد از بوی او ** چونک خوی اوست ضد خوی او
- Perinin az bir güzel kokudan aldığı zevki, sen yüz batman güzel yemekten bile alamazsın.
- یابد از بو آن پری بویکش ** تو نیابی آن ز صد من لوت خوش