English    Türkçe    فارسی   

3
3054-3063

  • Arkadaş, gafil olma, bu çimenliğe gel!” der. Fakat öbürü “Canım efendim… Gelemiyorum ki!” diye cevap verir.
  • همنشینا هین در آ اندر چمن ** گوید ای جان من نیارم آمدن
  • Bir beyle namaza düşkün olan ve namazdan, Allah’a niyaz etmeden zevk alan kölesi
  • حکایت امیر و غلامش کی نماز باره بود وانس عظیم داشت در نماز و مناجات با حق
  • Bir bey, hamama gitme lüzumunu duydu… Seher çağı, kölesine “Sungu, uyan başını kaldır. 3055
  • میرشد محتاج گرمابه سحر ** بانگ زد سنقر هلا بردار سر
  • Hamam tasını, peştamalı, havluyu, kili, Altın’dan al da hamama gidelim, haydi” diye seslendi.
  • طاس و مندیل و گل از التون بگیر ** تابه گرمابه رویم ای ناگزیر
  • Sungur, hamam tasıyla iyi bir peştamal ve havlu aldı. Beraberce yola düştüler.
  • سنقر آن دم طاس و مندیلی نکو ** برگرفت و رفت با او دو بدو
  • Yolda bir mescit vardı. Ezanda okunmaktaydı. Sungur ezan sesini duydu.
  • مسجدی بر ره بد و بانگ صلا ** آمد اندر گوش سنقر در ملا
  • Namaza pek düşkündü. Dedi ki: “Ey kuluna iltifatlarda, ihsanlarda bulunan beyim,
  • بود سنقر سخت مولع در نماز ** گفت ای میر من ای بنده‌نواز
  • Sen şu dükkânda birazcık otur da ben namazı kılıvereyim.” 3060
  • تو برین دکان زمانی صبرکن ** تا گزارم فرض و خوانم لم یکن
  • Bey, dükkânda oturdu. İmamla cemaat namazı kılıp camiden çıktılar.
  • چون امام و قوم بیرون آمدند ** ازنماز و وردها فارغ شدند
  • Sungur kuşluk çağına kadar içerde kaldı. Bey, bir müddet bekledi.
  • سنقر آنجا ماند تا نزدیک چاشت ** میر سنقر را زمانی چشم داشت
  • “Sungur, neye dışarı çıkmıyorsun?” diye seslendi. Sungur, içerden “Efendim, koyuvermiyorlar.
  • گفت ای سنقر چرا نایی برون ** گفت می‌نگذاردم این ذو فنون