Kirlenmiş, yemeğe bulaşmış gören Enes, hizmetçi kadına: “Bunu al da tandıra at, bir müddet kalsın” dedi.
چرکن و آلوده گفت ای خادمه ** اندر افکن در تنورش یکدمه
Enes’in sırlarına vâkıf olan o hizmetçi de peşkiri ateşle dopdolu olan tandıra atıverdi.
در تنور پر ز آتش در فکند ** آن زمان دستارخوان را هوشمند
Bütün konuklar, şaşırıp kaldılar, peşkirden duman çıkacağını kavrulup yanacağını umuyorlardı.
جمله مهمانان در آن حیران شدند ** انتظار دود کندوری بدند
Derken bir müddet sonra hizmetçi, peşkiri arınmış temizlenmiş, tertemiz olarak getirdi.3115
بعد یکساعت بر آورد از تنور ** پاک و اسپید و از آن اوساخ دور
Oradakiler, “Ey Peygamber’le görüşüp konuşmuş olan aziz zat, peşkir nasıl oldu da hem yanmadı, hem de temizlendi?” dediler.
قوم گفتند ای صحابی عزیز ** چون نسوزید و منقی گشت نیز
Enes dedi ki. “Mustafa, bu peşkire elini, ağzını silmişti; onun için!”
گفت زانک مصطفی دست و دهان ** بس بمالید اندرین دستارخوان
Ey ateşten, azaptan korkan gönül, böyle bir ele, böyle bir ağıza yaklaş!
ای دل ترسنده از نار و عذاب ** با چنان دست و لبی کن اقتراب
Bu el, bu ağız, cansız bir şeye böyle bir yücelik verirse âşığın ruhuna neler açmaz, neler yapmaz?
چون جمادی را چنین تشریف داد ** جان عاشق را چهها خواهد گشاد
Kâbe’nin taşını kerpicini öptü, Kâbe (puthaneyken) kıble oldu. Ey can, sen de çalış, çabala da erlere karşı toprak ol (erler seni de putlardan arıtsınlar!)3120
مر کلوخ کعبه را چون قبله کرد ** خاک مردان باش ای جان در نبرد
Sonra o hizmetçi kadına dediler ki: “Peki biz bu ahvali gördük, sen de bize halini söylemez misin?
بعد از آن گفتند با آن خادمه ** تو نگویی حال خود با این همه