English    Türkçe    فارسی   

3
3182-3191

  • Söyle, doğru söyle… Kölemi ne yaptın? Öldürdüysen gizleme, hileye sapma!” dedi.
  • گو غلامم را چه کردی راست گو ** گر بکشتی وا نما حیلت مجو
  • Köle dedi ki: “Öldürmüş olsam yanına nasıl gelirim,
  • گفت اگر کشتم بتو چون آمدم ** چون به پای خود درین خون آمدم
  • Kendi ayağımla kanımı döktürmeye gelir miyim hiç?
  • کو غلام من بگفت اینک منم ** کرد دست فضل یزدان روشنم
  • Bey, “Hey ne söylüyorsun, kölem nerede benim? Doğruyu söylemekten başka çare yok, kurtulamazsın elimden “ dedi. 3185
  • هی چه می‌گویی غلام من کجاست ** هین نخواهی رست از من جز براست
  • Köle dedi ki: “Köleyle arandaki sırları birer birer tamamıyla söyleyeyim…
  • گفت اسرار ترا با آن غلام ** جمله وا گویم یکایک من تمام
  • Beni satın aldığın zamandan şimdiye kadar ne gelmiş geçmişse anlatayım da,
  • زان زمانی که خریدی تو مرا ** تا به اکنون باز گویم ماجرا
  • Kapkara vücudumdan bir sabah açılmış olmakla beraber senin kölen olduğumu anla!”
  • تا بدانی که همانم در وجود ** گرچه از شبدیز من صبحی گشود
  • Kölenin rengi değişti ama tertemiz ruhun rengi yoktur ki… Ruhun ne rengi vardır, ne unsurlara bağlıdır, ne toprağa mensuptur!
  • رنگ دیگر شد ولیکن جان پاک ** فارغ از رنگست و از ارکان و خاک
  • Yalnız teni tanıyanlar, bizi çabucak kaybederler… Su içenler, tulumu da bırakırlar, küpü de! 3190
  • تن‌شناسان زود ما را گم کنند ** آب‌نوشان ترک مشک و خم کنند
  • Fakat canı tanıyanların sayılarla işleri yoktur. Onlar, keyfiyetsiz ve kemiyetsiz olan denize gark olmuşlardır!
  • جان‌شناسان از عددها فارغ‌اند ** غرقه‌ی دریای بی‌چونند و چند