- Çocuk dedi ki: “Evvelâ Allah, sonra da Cebrail! Ben, bu sözde Cebrail’e ahenk uyduruyorum.“ 3225
- گفت حق آموخت آنگه جبرئیل ** در بیان با جبرئیلم من رسیل
- Kadın “Nerede Cebrail?” deyince çocuk dedi ki: “Nah; başının üstünde. Görmüyor musun? Kafanı kaldır da bir yukarıya bak!
- گفت کو گفتا که بالای سرت ** مینبینی کن به بالا منظرت
- Cebrail, başının üstünde duruyor; bana yüz çeşit delil olmakta!“
- ایستاده بر سر تو جبرئیل ** مر مرا گشته به صد گونه دلیل
- Kadın, “Sahi görüyor musun?“ dedi. Çocuk dedi ki: “Evet, başının üstünde ayın on dördü gibi durmakta.
- گفت میبینی تو گفتا که بلی ** بر سرت تابان چو بدری کاملی
- Bana Peygamber’i vasfediyor. Beni, bu suretle bu aşağılıklardan yüceltmede!
- میبیاموزد مرا وصف رسول ** زان علوم میرهاند زین سفول
- Sonra Peygamber, “Ey süt emer yavru, adın ne? Hadi bunu da söyle de sonra ananın isteğine uy, sus“ dedi. 3230
- پس رسولش گفت ای طفل رضیع ** چیست نامت باز گو و شو مطیع
- Çocuk, “Adım, Allah yanında Abdülâziz, fakat bu bir avuç edepsize göre Abdül Uzzâ!
- گفت نامم پیش حق عبدالعزیز ** عبد عزی پیش این یک مشت حیز
- Hâlbuki ben sana bu peygamberliği veren Allah hakkı için Uzzâ’dan usanmışım, berîyim!“ dedi.
- من ز عزی پاک و بیزار و بری ** حق آنک دادت این پیغامبری
- İki aylık, çocuk, ayın on dördü gibi parlamış, başköşeye geçen bilgi sahipleri gibi yetişmiş kişilere ders veriyordu.
- کودک دو ماهه همچون ماه بدر ** درس بالغ گفته چون اصحاب صدر
- Bu sırada çocuğun burnuna da, anasının burnuna da cennetten kâfuru kokusu geldi.
- پس حنوط آن دم ز جنت در رسید ** تا دماغ طفل و مادر بو کشید