English    Türkçe    فارسی   

3
3891-3900

  • O, Ruhulemin, kanımı dökse yer gibi yudum, yudum kan içerim.
  • گر بریزد خونم آن روح الامین ** جرعه جرعه خون خورم همچون زمین
  • Ben yer gibi, karnındaki çocuk gibi kanlar içiyorum… Âşık oldum olalı işim gücüm bu!
  • چون زمین وچون جنین خون‌خواره‌ام ** تا که عاشق گشته‌ام این کاره‌ام
  • Geceleri tencere gibi ateş üstünde kaynamakta… Gündüzleri kum gibi akşamlara kadar kan içmekteyim.
  • شب همی‌جوشم در آتش همچو دیگ ** روز تا شب خون خورم مانند ریگ
  • Hileye saptım, o bana kızmıştı, yapmak istediğim şeye mâni oldum, hışmından kaçtım diye nadimim.
  • من پشیمانم که مکر انگیختم ** از مراد خشم او بگریختم
  • Söyleyin… Kızgınlıkla bana ne yapmak istiyorsa yapsın. O kurban bayramıdır, âşık da kurbanlık! 3895
  • گو بران بر جان مستم خشم خویش ** عید قربان اوست و عاشق گاومیش
  • Öküz uyur, istirahat eder, bir şey yerse kurban bayramı için besleniyor demektir.
  • گاو اگر خسپد وگر چیزی خورد ** بهر عید و ذبح او می‌پرورد
  • Beni Musa’nın kurban edilerek ölüyü dirilten öküzü bil. Cüz’lerimin cüz’ü bile hür kişinin hasredilmesine sebeptir.
  • گاو موسی دان مرا جان داده‌ای ** جزو جزوم حشر هر آزاده‌ای
  • Musa’nın öküzü de kurban olmuştu. En küçük cüz’ ü bile bir öldürülmüşe hayat verdi.
  • گاو موسی بود قربان گشته‌ای ** کمترین جزوش حیات کشته‌ای
  • Öküzün bazı yerleriyle ölüye vurun hitabı geldi; vurdular. O öldürülmüş adam dirildi, fırlayıp kalktı.
  • برجهید آن کشته ز آسیبش ز جا ** در خطاب اضربوه بعضها
  • Eğer şu ruhların haşredilmesini istiyorsanız ey ulu kişilerim, bu sözü kesin! 3900
  • یا کرامی اذبحوا هذا البقر ** ان اردتم حشر ارواح النظر