English    Türkçe    فارسی   

3
3948-3957

  • Ama yiyecek, içecek tembeli değilim ben… Hiçbir şeye aldırış etmeyen, ölümünü arayan bir tembelim!
  • منبلی نی کو بود خود برگ‌جو ** منبلی‌ام لاابالی مرگ‌جو
  • Âleme el avuç açan, kendisine para pul toplayan tembel değilim, bu köprüden çevikçe geçen bir tembelim.
  • منبلی نی کو به کف پول آورد ** منبلی چستی کزین پل بگذرد
  • Her dükkâna başvuran, halini söyleyen tembel değilim. Varlıktan sıçrayıp kurtulan ve bir madene ulaşan tembelim. 3950
  • آن نه کو بر هر دکانی بر زند ** بل جهد از کون و کانی بر زند
  • Kuşa, kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor.
  • مرگ شیرین گشت و نقلم زین سرا ** چون قفص هشتن پریدن مرغ را
  • Bahçeye konan kafesteki kuş, gülleri, ağaçları görür.
  • آن قفص که هست عین باغ در ** مرغ می‌بیند گلستان و شجر
  • Dışarıda, kafesin çevresinde ötüşen kuşlar, hürriyete ait güzel, güzel hikâyeler söylerler.
  • جوق مرغان از برون گرد قفص ** خوش همی‌خوانند ز آزادی قصص
  • Kafesteki kuş, onları duyar, o yeşilliği görürde ne iştahı kalır, ne sabrı, ne kararı!
  • مرغ را اندر قفص زان سبزه‌زار ** نه خورش ماندست و نه صبر و قرار
  • Başını kafesin her deliğinden çıkarır durur. Ayağındaki bağdan kurtulmak ister. 3955
  • سر ز هر سوراخ بیرون می‌کند ** تا بود کین بند از پا برکند
  • O kuşun gönlü de dışarıdadır, canı da… Böyleyken kafesi açıversen ne yapar?
  • چون دل و جانش چنین بیرون بود ** آن قفص را در گشایی چون بود
  • O kuş, kafese kapanmış kafesin etrafında da kediler birkaç halka olmuş kuşa benzemez ki.
  • نه چنان مرغ قفص در اندهان ** گرد بر گردش به حلقه گربگان