English    Türkçe    فارسی   

3
4050-4059

  • Göğsünü döverek kaçıp gitti; o biçarelerin kanını da bu hileyle döktü. 4050
  • سینه‌اش را کوفت شیطان و گریخت ** خون آن بیچارگان زین مکر ریخت
  • O, bunca âlemi yıktı, harap etti de sonra “Ben sizden değilim” dedi.
  • چونک ویران کرد چندین عالم او ** پس بگفت این بری منکم
  • Meleklerin heybetini görünce Hâris’in göğsüne bir yumruk aşk edip yere yıktı, kaçıverdi!
  • کوفت اندر سینه‌اش انداختش ** پس گریزان شد چو هیبت تاختش
  • Nefisle Şeytan, ikisi de birdir… Surette kendisini iki gösterdi.
  • نفس و شیطان هر دو یک تن بوده‌اند ** در دو صورت خویش را بنموده‌اند
  • Melekle akıl da birdir, himmeti var da onun için iki suret oldu.
  • چون فرشته و عقل کایشان یک بدند ** بهر حکمتهاش دو صورت شدند
  • İçinde, aklı alan, cana da düşman, dine de düşman olan böyle bir düşmanın var. 4055
  • دشمنی داری چنین در سر خویش ** مانع عقلست و خصم جان و کیش
  • Bir an kertenkele gibi saldırır… Derken hemencecik bir deliğe kaçıverir.
  • یکنفس حمله کند چون سوسمار ** پس بسوراخی گریزد در فرار
  • Gönlün de nice delikler var. Her delikten baş çıkarıp durmada!
  • در دل او سوراخها دارد کنون ** سر ز هر سوراخ می‌آرد برون
  • Şeytanın insanlardan gizlenmesine, bir deliğe girip saklanmasına “Hunus” derler.
  • نام پنهان گشتن دیو از نفوس ** واندر آن سوراخ رفتن شد خنوس
  • Onun gizlenmesi de kirpinin büzülüp gizlenmesine benzer. Kirpi büzülür de kafasını çıkarır, tekrar gizler ya… o da öyle işte.
  • که خنوسش چون خنوس قنفذست ** چون سر قنفذ ورا آمد شذست