Dertlere düşmüş, izimi bulmak için çarelere başvurmuşsun… Dün senin yanık yanık ah ettiğini duydum.
چاره میجوید پی من درد تو ** میشنودم دوش آه سرد تو
Seni bekletmeksizin de kendime kavuşturmaya, sana yol gösterip kendime almaya kadirim ben…4155
من توانم هم که بی این انتظار ** ره دهم بنمایمت راه گذار
Bu suretle bu devranın girdabından kurtulur, vuslat hazineme ayak basarsın.
تا ازین گرداب دوران وا رهی ** بر سر گنج وصالم پا نهی
Fakat varılan yerin tatlılığı, lezzetleri, seferde çekilen zahmetlerle ölçülür.
لیک شیرینی و لذات مقر ** هست بر اندازهی رنج سفر
Ne kadar gurbet çeker, mihnetler, zahmetlere uğrarsan, şehrinden, akrabandan o derece lezzet alır, zevk bulursun!
آنگه ا ز شهر و ز خویشان بر خوری ** کز غریبی رنج و محنتها بری
Müminin bir belâya uğrayınca sabırsızlık edip kaçması, nohudun ve sair yiyecek şeylerin tencerede kaynarken sıçrayıp dışarı çıkmaya çalışmalarına benzer
تمثیل گریختن مومن و بیصبری او در بلا به اضطراب و بیقراری نخود و دیگر حوایج در جوش دیگ و بر دویدن تا بیرون جهند
Bir bak… Nohut tencerede ateşten zebun oldu mu yukarıya doğru sıçramaya başlar.
بنگر اندر نخودی در دیگ چون ** میجهد بالا چو شد ز آتش زبون