- Ey Cebrail, sen bana yardım ediyorsun, kardeş gibi beni görüp gözetiyorsun ama
- جبرئیلا گر چه یاری میکنی ** چون برادر پاس داری میکنی
- Ben ateşe atılmada pek çeviğim… Yanmakla azalacak, yanmakla çoğalacak, yaşayacak can değilim ki!
- ای برادر من بر آذر چابکم ** من نه آن جانم که گردم بیش و کم
- Ot yemekle artan, gelişen can hayvan canıdır… O can, ateşe mensuptur, odun gibi de telef olur gider.
- جان حیوانی فزاید از علف ** آتشی بود و چو هیزم شد تلف
- Odun olmasaydı meyve verir, ebediyen mamur bir halde kalır, her şeyi de mahmurlaştırırdı. 4220
- گر نگشتی هیزم او مثمر بدی ** تا ابد معمور و هم عامر بدی
- Bu ateş, bil ki yakıcı bir yelden ibarettir… Asıl ateşin ışığıdır, kendisi değil!
- باد سوزانت این آتش بدان ** پرتو آتش بود نه عین آن
- Asıl ateş, esîrdedir. Yeryüzündeki onun ışığı, onun gölgesidir.
- عین آتش در اثیر آمد یقین ** پرتو و سایهی ویست اندر زمین
- Hulâsa ışık ve gölge, daima oynar durur, baki kalmaz… Yine koşa koşa madenine gider, aslına kavuşur.
- لاجرم پرتو نپاید ز اضطراب ** سوی معدن باز میگردد شتاب
- Boyun daima olduğu gibidir de gölgesi bir an kısalır bir an uzar.
- قامت تو بر قرار آمد بساز ** سایهات کوته دمی یکدم دراز
- Çünkü ışıkların hiç kimse sebat ettiğini görmemiştir; akisler yine döner; asıllarına, analarına giderler. 4225
- زانک در پرتو نیابد کس ثبات ** عکسها وا گشت سوی امهات
- Kendine gel… Ağzını yum; fitne, dudaklarını açtı… Kuru sözlere giriş, doğrusunu Allah daha iyi bilir!
- هین دهان بر بند فتنه لب گشاد ** خشک آر الله اعلم بالرشاد
- İyi anlayanları kötü hayallere düşmeleri
- ذکرخیال بد اندیشیدن قاصر فهمان