English    Türkçe    فارسی   

3
4249-4258

  • İnsanın amcası, dayısı bile insana o kadar yakın olduğu halde yüzyıl beraber yaşasalar halini bir kıl ucu olsun göremez, anlayamaz.
  • مرد را صد سال عم و خال او ** یک سر مویی نبیند حال او
  • Peygamberlerle velilerin –aleyhimüsselâm– dağlara, mağaralara gitmeleri, gizlenmek için olmadığı gibi halkta korkularından da değildir. Onlar, mümkün olduğu kadar halkın dünyadan alâkasının kesmek ve bu suretle insanları irşad etmek için bu işi yaparlar
  • بیان آنک رفتن انبیا و اولیا به کوهها و غارها جهت پنهان کردن خویش نیست و جهت خوف تشویش خلق نیست بلک جهت ارشاد خلق است و تحریض بر انقطاع از دنیا به قدر ممکن
  • Veliler, halkın gözünden gizlenmek için dağlara giderler derler ya… 4250
  • آنک گویند اولیا در که بوند ** تا ز چشم مردمان پنهان شوند
  • Hakikatte zaten halka nazaran bunlar yüz tane dağın tepesine çıkmışlar, ayaklarını yedinci kat göğün üstüne atmışlardır.
  • پیش خلق ایشان فراز صد که‌اند ** گام خود بر چرخ هفتم می‌نهند
  • Onla, halka nazaran yüzlerce denizden yüzlerce dağdan ötedeyken neden dağlara giderler de gizlenirler?
  • پس چرا پنهان شود که‌جو بود ** کو ز صد دریا و که زان سو بود
  • Velinin dağa kaçmaya ihtiyacı yoktur ki… Gök tayı bile onun ardından koşar, ayağından yüzlerce nal sökülür, düşer de yine de izine yetişemez!
  • حاجتش نبود به سوی که گریخت ** کز پیش کره‌ی فلک صد نعل ریخت
  • Gökyüzü bile döndü dolaştı da o canın tozuna erişemedi… Bu yüzden de yaslandı, gök elbiselere büründü!
  • چرخ گردید و ندید او گرد جان ** تعزیت‌جامه بپوشید آسمان
  • Hani zahiren peri gözden gizlidir ya… İnsan, perilerden daha gizlidir. 4255
  • گر به ظاهر آن پری پنهان بود ** آدمی پنهان‌تر از پریان بود
  • Akıllıya göre insan, gizli olan periye nazaran yüz kat daha gizli!
  • نزد عاقل زان پری که مضمرست ** آدمی صد بار خود پنهان‌ترست
  • Akıllıya nazaran insan bu kadar gizli olunca gayb âlemindeki seçilmiş insan nasıl olur?
  • آدمی نزدیک عاقل چون خفیست ** چون بود آدم که در غیب او صفیست
  • Velîlerle velilerin sözleri Musa’nın aşasıyla İsa’nın afsununa benzer
  • تشبیه صورت اولیا و صورت کلام اولیا به صورت عصای موسی و صورت افسون عیسی علیهما السلام
  • İnsan, Musa’nın asasına benzer, İsa’nın afsunu gibidir.
  • آدمی همچون عصای موسی‌است ** آدمی همچون فسون عیسی‌است