- Vakit var, tertemiz ve gür su da akıp gidiyor. Sudan ayrılırsın, ayrılık seni şahrem şahrem eder… Bundan önce davran da, 4300
- وقت تنگ و میرود آب فراخ ** پیش از آن کز هجر گردی شاخ شاخ
- Âbıhayat’la dolu olan ırmaktan su içmeye bak… İç de senden nebatlar bitsin!
- شهره کاریزیست پر آب حیات ** آب کش تا بر دمد از تو نبات
- Ey gafil susuz, biz velilerin sözlerinden Hızır’ın Âbıhayat’ını içmekteyiz, gel!
- آب خضر از جوی نطق اولیا ** میخوریم ای تشنهی غافل بیا
- Bu gür suyu görmüyorsan bari körler gibi gel de testini suya daldır.
- گر نبینی آب کورانه بفن ** سوی جو آور سبو در جوی زن
- Bu ırmakta su var, bunu duydun ya… Köre, taklitle iş yapmak gerek!
- چون شنیدی کاندرین جو آب هست ** کور را تقلید باید کار بست
- Suyu sayıklayıp duran testini ırmağa daldır… Daldırınca ağırlaştığını anlarsın… 4305
- جو فرو بر مشک آباندیش را ** تا گران بینی تو مشک خویش را
- Anlarsın da su olduğuna inanırsın, gönlün o zaman bu kuru taklitten kurtulur.
- چون گران دیدی شوی تو مستدل ** رست از تقلید خشک آنگاه دل
- Kör, ırmak suyunu açıkça göremez ama testinin ağırlaştığını anlayınca su olduğunu bilir.
- گر نبیند کور آب جو عیان ** لیک داند چون سبو بیند گران
- Çünkü testi önce hafifti, ırmağa daldırılınca ağırlaştı, içi hayli suyla doldu.
- که ز جو اندر سبو آبی برفت ** کین سبک بود و گران شد ز آب و زفت
- Evvelce her yel beni kapıp beni götürürdü, fakat şimdi ağırlaştım” beni yel kapamaz artık.
- زانک هر بادی مرا در میربود ** باد مینربایدم ثقلم فزود