- Bu yeryüzü, hanımlıklar etmekte, doğurduğu çocukları emzirip yetiştirmektedir. 4410
- وین زمین کدبانویها میکند ** بر ولادات و رضاعش میتند
- Şu halde yerle göğün de aklı var; böylece bil. Çünkü akıllıların işlerini işliyorlar.
- پس زمین و چرخ را دان هوشمند ** چونک کار هوشمندان میکنند
- Bu iki güzel, birbirlerinden süt emmeseler, birbirlerini sevip koçmasalar nasıl olur da birbirlerinin muradına dolanırlardı?
- گر نه از هم این دو دلبر میمزند ** پس چرا چون جفت در هم میخزند
- Yer olmasa güller, erguvanlar nasıl biter, gökyüzünün suyu, harareti olmasa yerden ne hâsıl olur?
- بی زمین کی گل بروید و ارغوان ** پس چه زاید ز آب و تاب آسمان
- Dişinin erkeğe meyli, ikisinin de işi tamamlansın diyedir.
- بهر آن میلست در ماده به نر ** تا بود تکمیل کار همدگر
- Bu birlikte âlem baka bulsun diye Allah erkekle kadına da birbirlerine karşı bir meyil verdi. 4415
- میل اندر مرد و زن حق زان نهاد ** تا بقا یابد جهان زین اتحاد
- Her cüz’e de, diğer bir cüz’e meyil verdi… İkisinin birleşmesinden bir şey doğar, bir şey vücut bulur.
- میل هر جزوی به جزوی هم نهد ** ز اتحاد هر دو تولیدی زهد
- Gece de böylece gündüzle sarmaş dolaş olmuştur. Geceyle gündüz, sureta birbirlerine aykırıdır ama hakikatte birdir.
- شب چنین با روز اندر اعتناق ** مختلف در صورت اما اتفاق
- Geceyle gündüz görünüşte birbirine zıttır, düşmandır; fakat her ikisi de bir hakikatin etrafında dönmekte, ağ kurmaktadır.
- روز و شب ظاهر دو ضد و دشمنند ** لیک هر دو یک حقیقت میتنند
- İşini gücünü başarıp tamamlamak için her biri, canciğer gibi öbürünü ister.
- هر یکی خواهان دگر را همچو خویش ** از پی تکمیل فعل و کار خویش