- Görülmesi, ölümü gidermeyen sevgili, sevgili değildir. Onun ne meyvesi vardır, ne yaprağı!
- هر که دید او نباشد دفع مرگ ** دوست نبود که نه میوهستش نه برگ
- Ey iştiyak çeken sarhoş, iş, o iştir ki sen o işteyken ölüm bile gelip çatsa sana hoş gelsin.
- کار آن کارست ای مشتاق مست ** کاندر آن کار ار رسد مرگت خوشست
- Delikanlı, iman doğruluğunun nişanesi, o sırada ölsen bile sana ölümün hoş gelmesidir.
- شد نشان صدق ایمان ای جوان ** آنک آید خوش ترا مرگ اندر آن
- Canım, imanın böyle değilse kâmil değildir demek… Yürü, dini tamamlamaya savaş! 4610
- گر نشد ایمان تو ای جان چنین ** نیست کامل رو بجو اکمال دین
- Hangi işe girişirsin de o işte sana ölüm bile hoş gelirse sevdiğin iş, işte o iştir.
- هر که اندر کار تو شد مرگدوست ** بر دل تو بی کراهت دوست اوست
- Ölümün kötülüğümü gitti mi zaten artık o ölüm, değildir, ölümün bir suretidir, bir göçmeden ibarettir, o.
- چون کراهت رفت آن خود مرگ نیست ** صورت مرگست و نقلان کردنیست
- Ölümdeki kötülük gitti mi ölümde fayda var demektir. Gayri dosdoğru anlaşıldı ki ölüm geçti gitti!
- چون کراهت رفت مردن نفع شد ** پس درست آید که مردن دفع شد
- Sevgili dediğin bir Hak’tır, bir de Allah’ın “Sen benimsin, ben senin” dediği.
- دوست حقست و کسی کش گفت او ** که توی آن من و من آن تو
- Şimdi kulak ver de dinle: Aşk, âşığı liften örme ipliklerle bağlamış… Sürükleyip getirdi. 4615
- گوش دار اکنون که عاشق میرسد ** بسته عشق او را به حبل من مسد
- Sadr-ı Cihan’nın yüzünü görür görmez sanki can kuşu, bedeninden uçup gitti.
- چون بدید او چهرهی صدر جهان ** گوییا پریدش از تن مرغ جان