- Ey mazlum gökyüzüne bakma… Zamanede gök gibi ihsan ve feyz sahibi bir padişahın var, dedi.
- منگر ای مظلوم سوی آسمان ** کاسمانی شاه داری در زمان
- Sivrisinek dedi ki: “Benim feryadım rüzgârın elinden… O bize zulüm ellerini uzattı, bize zulmetti.
- گفت پشه داد من از دست باد ** کو دو دست ظلم بر ما بر گشاد
- Onun zulmünden daraldık, onun yüzünden dudağımız yumulu, kanlar yutmaktayız! 4645
- ما ز ظلم او به تنگی اندریم ** با لب بسته ازو خون میخوریم
- Süleyman aleyhisselâm’ın açıklanan sivrisineğe düşmanını da mahkemeye getirmesini emretmesi
- امرکردن سلیمان علیه السلام پشهی متظلم را به احضار خصم به دیوان حکم
- Süleyman, “Ey güzel sesli, Allah emrini candan dinlenmek gerek.
- پس سلیمان گفت ای زیبادوی ** امر حق باید که از جان بشنوی
- Allah bana dedi ki: “Ey adalet sahibi, hasmı da hazır olmadıkça kimsenin şikâyetini dinleme.
- حق به من گفتست هان ای دادور ** مشنو از خصمی تو بی خصمی دگر
- İki hasım da hazır olmazsa hâkim, hak hangisindedir, bilemez.
- تانیاید هر دو خصم اندر حضور ** حق نیاید پیش حاکم در ظهور
- Birisi yalnız gelse de yüzlerce şikâyette bulunsa, yüzlerce feryat etse bile sakın ha, sakın... Hasmı olmadıkça sözünü kabul etme.
- خصم تنها گر بر آرد صد نفیر ** هان و هان بی خصم قول او مگیر
- Ben fermandan yüz çeviremem. Hadi git, hasmını al, öyle gel” dedi. 4650
- من نیارم رو ز فرمان تافتن ** خصم خود را رو بیاور سوی من
- Sivrisinek dedi ki: “Sözün doğru, delilin tam yerinde… Düşmanım rüzgâr, o da senin emrinde!”
- گفت قول تست برهان و درست ** خصم من بادست و او در حکم تست
- O padişah “Ey seher yeli, sivrisinek, zulmünden feryat ediyor… Gel,
- بانگ زد آن شه که ای باد صبا ** پشه افغان کرد از ظلمت بیا