- Bir herzevekil dedi: “A ham mecnun, bu yapıp durduğun şey ne delilik, ne sersemlik,
- بوالفضولی گفت ای مجنون خام ** این چه شیدست این که میآری مدام
- Köpeğin ağzı daima pis şeyleri yer. Ardını bile diliyle temizler.” 570
- پوز سگ دایم پلیدی میخورد ** مقعد خود را بلب میاسترد
- Köpeğin ayıplarını bir hayli saydı döktü. Zaten ayıp gören gayp âleminin kokusunu bile alamaz.
- عیبهای سگ بسی او بر شمرد ** عیبدان از غیبدان بویی نبرد
- Mecnun dedi ki. “Sen, baştanbaşa suretten, cisimden ibaretsin. Gel de benim gözümle bir bak!
- گفت مجنون تو همه نقشی و تن ** اندر آ و بنگرش از چشم من
- Bu köpek, bence Allah’ın bir çözülmez tılsımıdır. Bu köpek, Leylâ’nın mahallesinin bekçisi.
- کین طلسم بستهی مولیست این ** پاسبان کوچهی لیلیست این
- Himmetine bak, gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki neresini seçmiş, neresini yurt edinmiş?
- همنشین بین و دل و جان و شناخت ** کو کجا بگزید و مسکنگاه ساخت
- O benim mağaramın yüzü kutlu köpeği, hatta o benim dertdaşım, gamdaşım. 575
- او سگ فرخرخ کهف منست ** بلک او همدرد و هملهف منست
- Onun mahallesinde yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile ulu aslanlardan yeğdir.
- آن سگی که باشد اندر کوی او ** من به شیران کی دهم یک موی او
- Ey köpeklerine aslanların köle olduğu sevgili.. anlatmaya imkân yok ki, sus vesselâm!..”
- ای که شیران مر سگانش را غلام ** گفت امکان نیست خامش والسلام
- Dostlar, suretten geçerseniz her yer sizin için cennettir. Gül bahçesi içinde gül bahçesidir.
- گر ز صورت بگذرید ای دوستان ** جنتست و گلستان در گلستان