English    Türkçe    فارسی   

3
6-15

  • Cebrail’in kuvveti mutfaktan değil, varlığı yaratanın cemalinden.
  • قوت جبریل از مطبخ نبود ** بود از دیدار خلاق وجود
  • Hak Abdalının kuvveti de bil ki Hak’tandır; yemekten tabaktan değil.
  • همچنان این قوت ابدال حق ** هم ز حق دان نه از طعام و از طبق
  • Onların cisimlerini nurla da yuğurdular… Onlar bu yüzden ruhu da geçtiler, meleği de.
  • جسمشان را هم ز نور اسرشته‌اند ** تا ز روح و از ملک بگذشته‌اند
  • Sen de ulu Allah’ın sıfatlarıyla sıfatlandın... Halil’e olduğu gibi sana da ateş gül bahçesi haline geldi.
  • چونک موصوفی باوصاف جلیل ** ز آتش امراض بگذر چون خلیل
  • Ey unsurlar, mizacına köle olan, beş duyguyla altı cihet râm oldu. 10
  • گردد آتش بر تو هم برد و سلام ** ای عناصر مر مزاجت را غلام
  • Her mizacın mayası anasırdır. Fakat senin şu mizacın, her mertebeden üstün.
  • هر مزاجی را عناصر مایه‌است ** وین مزاجت برتر از هر پایه است
  • Senin mizacın, şu yayılmış, şu geniş âlemden birlik vasfını bir araya derleyip toplayıvermiştir.
  • این مزاجت از جهان منبسط ** وصف وحدت را کنون شد ملتقط
  • Ne yazık, halkın anlayış sahası pek dar... Halkın havsalası yok!
  • ای دریغا عرصه‌ی افهام خلق ** سخت تنگ آمد ندارد خلق حلق
  • Fakat ey Hak ziyası, reyindeki isabet ve kudret, o kadar büyüktür ki helvan, taşa bile boğaz verir.
  • ای ضیاء الحق بحذق رای تو ** حلق بخشد سنگ را حلوای تو
  • Tur dağı, tecelliye uğrayınca boğazlandı, şarap içti, hatta o şaraba tahammül edemedi de 15
  • کوه طور اندر تجلی حلق یافت ** تا که می نوشید و می را بر نتافت