- Cebrail’in kuvveti mutfaktan değil, varlığı yaratanın cemalinden.
- قوت جبریل از مطبخ نبود ** بود از دیدار خلاق وجود
- Hak Abdalının kuvveti de bil ki Hak’tandır; yemekten tabaktan değil.
- همچنان این قوت ابدال حق ** هم ز حق دان نه از طعام و از طبق
- Onların cisimlerini nurla da yuğurdular… Onlar bu yüzden ruhu da geçtiler, meleği de.
- جسمشان را هم ز نور اسرشتهاند ** تا ز روح و از ملک بگذشتهاند
- Sen de ulu Allah’ın sıfatlarıyla sıfatlandın... Halil’e olduğu gibi sana da ateş gül bahçesi haline geldi.
- چونک موصوفی باوصاف جلیل ** ز آتش امراض بگذر چون خلیل
- Ey unsurlar, mizacına köle olan, beş duyguyla altı cihet râm oldu. 10
- گردد آتش بر تو هم برد و سلام ** ای عناصر مر مزاجت را غلام
- Her mizacın mayası anasırdır. Fakat senin şu mizacın, her mertebeden üstün.
- هر مزاجی را عناصر مایهاست ** وین مزاجت برتر از هر پایه است
- Senin mizacın, şu yayılmış, şu geniş âlemden birlik vasfını bir araya derleyip toplayıvermiştir.
- این مزاجت از جهان منبسط ** وصف وحدت را کنون شد ملتقط
- Ne yazık, halkın anlayış sahası pek dar... Halkın havsalası yok!
- ای دریغا عرصهی افهام خلق ** سخت تنگ آمد ندارد خلق حلق
- Fakat ey Hak ziyası, reyindeki isabet ve kudret, o kadar büyüktür ki helvan, taşa bile boğaz verir.
- ای ضیاء الحق بحذق رای تو ** حلق بخشد سنگ را حلوای تو
- Tur dağı, tecelliye uğrayınca boğazlandı, şarap içti, hatta o şaraba tahammül edemedi de 15
- کوه طور اندر تجلی حلق یافت ** تا که می نوشید و می را بر نتافت