- Gül bahçesi gibi ne de güzel bir hale geldim, ne de hoş yüzlerce renklere boyandım. Benden baş çekme, secde et bana!
- چون گلستان گشتهام صد رنگ و خوش ** مر مرا سجده کن از من سر مکش
- Şu güzelliğime, şu letafetime, şu rengime bak da bana Fahri Dünya, Rükn-i din de!
- کر و فر و آب و تاب و رنگ بین ** فخر دنیا خوان مرا و رکن دین
- Allah lütfuna mazhar oldum. Ululuk sırlarını şerheden levh haline geldim. 770
- مظهر لطف خدایی گشتهام ** لوح شرح کبریایی گشتهام
- Çakallar, oraya toplandılar, mumun etrafındaki pervaneye döndüler.
- ای شغالان هین مخوانیدم شغال ** کی شغالی را بود چندین جمال
- Hiç çakalda bunca güzellik mi olur?”
- آن شغالان آمدند آنجا بجمع ** همچو پروانه به گرداگرد شمع
- “Peki, a elmasım, sana ne diyelim?” diye sordular. Çakal: “Müşteri yıldızına benzer erkek aslan deyin” dedi.
- پس چه خوانیمت بگو ای جوهری ** گفت طاوس نر چون مشتری
- Bunun üzerine dediler ki: “İyi ama can tavusları gül bahçelerinde salınır cilvelenirler.”
- پس بگفتندش که طاوسان جان ** جلوهها دارند اندر گلستان
- “Sen de öyle cilveleniyor musun?” Çakal: “Yok canım. Çöle düşmeden nasıl Mina’ya vardım diyebilirim?” dedi. 775
- تو چنان جلوه کنی گفتا که نی ** بادیه نارفته چون کوبم منی
- ”Peki, tavus kuşları gibi bağırabilir misin? Diye sordular. “Kara taştan kaynak mı çıkar hiç” diye cevap verdi.
- بانگ طاووسان کنی گفتا که لا ** پس نهای طاووس خواجه بوالعلا
- Bunun üzerine dediler ki: “Tavusun güzellik elbisesi gökten gelir, ezelîdir. Hileyle dâva ile hiç, o güzelliği elde edebilir misin sen?
- خلعت طاووس آید ز آسمان ** کی رسی از رنگ و دعویها بدان
- Firavun’un Allahlık dâvasına kalkışması da çakalın tavusluk iddiasına benzer
- تشبیه فرعون و دعوی الوهیت او بدان شغال کی دعوی طاوسی میکرد