English    Türkçe    فارسی   

4
1074-1083

  • Fakat bırak, bu zehirli tatlı otu birkaç günceğiz otlasınlar hele!
  • لیک زین شیرین گیای زهرمند ** ترک کن تا چند روزی می‌چرند
  • Firavun ’un mesnedi ve başlık, başbuğluk, olmasaydı cehennem nereden beslenecekti ki? 1075
  • گر نباشد جاه فرعون و سری ** از کجا یابد جهنم پروری
  • A kasap, önce semirt de sonra kes... Çünkü cehennemdeki köpekler azıksız!
  • فربهش کن آنگهش کش ای قصاب ** زانک بی‌برگ‌اند در دوزخ کلاب
  • Dünyada düşmanlar olmasaydı halktaki kızgınlık yatışır, geçer giderdi!
  • گر نبودی خصم و دشمن در جهان ** پس بمردی خشم اندر مردمان
  • Cehennem dediğin o kızgınlıktır... Düşmanlık gerek ki yaşasın. Yoksa merhamet, onu söndürüverirdi!
  • دوزخ آن خشمست خصمی بایدش ** تا زید ور نی رحیمی بکشدش
  • O vakit kahırsız ve kötülüksüz lütuf kalırdı; bu takdirde padişahlığın kemâli nasıl zahir olurdu ki?
  • پس بماندی لطف بی‌قهر و بدی ** پس کمال پادشاهی کی بدی
  • O münkirler, öğütçülerin sözlerine, getirdikleri misallere aldırış etmediler, onların sakallarına güldüler! 1080
  • ریش‌خندی کرده‌اند آن منکران ** بر مثلها و بیان ذاکران
  • İstersen sen de gül... Fakat a murdar, ne vakte dek yaşayacaksın, ne vakte dek?
  • تو اگر خواهی بکن هم ریش‌خند ** چند خواهی زیست ای مردار چند
  • Ey sevenler, niyaza başlayın, şad olun, bu kapıda yalvarın... Çünkü bu kapı, bugün açılacak!
  • شاد باشید ای محبان در نیاز ** بر همین در که شود امروز باز
  • Bahçede soğan, sarımsak vesaire gibi sebzelerin her birine ayrı bir evlek vardır.
  • هر حویجی باشدش کردی دگر ** در میان باغ از سیر و کبر