English    Türkçe    فارسی   

4
1327-1336

  • Sığır kasapların ne yapacağını bilseydi hiç onların peşine düşer, dükkâna gider miydi?
  • گاو گر واقف ز قصابان بدی ** کی پی ایشان بدان دکان شدی
  • Yahut ellerinden kepek yer miydi? Yahut da onların yüze gülücüğüne aldanır onlara süt verir miydi?
  • یا بخوردی از کف ایشان سبوس ** یا بدادی شیرشان از چاپلوس
  • Hatta ot yese bile, neden beslendiğini bilseydi hiç o otu hazmedebilir miydi?
  • ور بخوردی کی علف هضمش شدی ** گر ز مقصود علف واقف بدی
  • Şu halde âlemin direği gafletten ibarettir... Devlet nedir? Dev yani koş kelimesiyle let yani dayak kelimesinden meydana gelme bir kelime! 1330
  • پس ستون این جهان خود غفلتست ** چیست دولت کین دوادو با لتست
  • Önce koş... Koş da sonunda dayak ye! Bu yıkık yerde devlet sahibine eşekçesine ölümden başka hiçbir şey yok!
  • اولش دو دو به آخر لت بخور ** جز درین ویرانه نبود مرگ خر
  • Sen, bir işe el atar, o işe iyice sarılırsın... O işteki ayıp ve noksan o anda sana örtülüdür.
  • تو به جد کاری که بگرفتی به دست ** عیبش این دم بر تو پوشیده شدست
  • Allah, senden o işin ayıbını örttüğünden canla başla o işe girişebilirsin.
  • زان همی تانی بدادن تن به کار ** که بپوشید از تو عیبش کردگار
  • Hararetle sahip olduğun fikrin de ayıbı senden gizlidir.
  • همچنین هر فکر که گرمی در آن ** عیب آن فکرت شدست از تو نهان
  • Sana o fikirdeki ayıp ve kusur belli olsaydı ondan kaçardın... Canın, bu fikirle aramda keşke mağriple maşrik arası kadar uzaklık olsaydı der! 1335
  • بر تو گر پیدا شدی زو عیب و شین ** زو رمیدی جانت بعد المشرقین
  • Nihayet ondan usanır, pişman olursun ya... Bu hal, evvel olsaydı hiç ona koşar mıydın?
  • حال که آخر زو پشیمان می‌شوی ** گر بود این حال اول کی دوی