English    Türkçe    فارسی   

4
1620-1629

  • Ey yalnız bu anı gören, erkeklerin kadınlardan üstün olması erkeğin kadına nazaran daha ziyade sonu görür olmasındandır! 1620
  • فضل مردان بر زن ای حالی‌پرست ** زان بود که مرد پایان بین‌ترست
  • Erkek, işin sonunu göremezse işin sonunu görenlere nazaran kadın gibi noksan sayılır!
  • مرد کاندر عاقبت‌بینی خمست ** او ز اهل عاقبت چون زن کمست
  • Âlemden iki zıt ses gelmektedir... Bakalım sen hangisine istidatlısın?
  • از جهان دو بانگ می‌آید به ضد ** تا کدامین را تو باشی مستعد
  • Bir tanesi, iyi kişilere hayattır... Öbürü kötü kişilere hile!
  • آن یکی بانگش نشور اتقیا ** وان یکی بانگش فریب اشقیا
  • Bir ses, ey güzel ve bana düşkün olan kişi, ben diken çiçeğiyim... Çiçek dökülür, ben kalırım; diken dalından ibaretim ben der.
  • من شکوفه‌ی خارم ای خوش گرمدار ** گل بریزد من بمانم شاخ خار
  • Çiçeği, ey gül satan, gel bu yana der... Dikenin sesiyse bizim yanımıza gelmeye kalkışma der! 1625
  • بانگ اشکوفه‌ش که اینک گل‌فروش ** بانگ خار او که سوی ما مکوش
  • Bu seslerden birini kabul ettin mi öbürünü duymazsın bile... Çünkü seven kişi, sevgiliye aykırı olan kişilerin sözlerine sağır olur!
  • این پذیرفتی بماندی زان دگر ** که محب از ضد محبوبست کر
  • O seslerin biri işte ben buracıktayım, hazırım der. Öbür ses de, sen benim sonuma bak der.
  • آن یکی بانگ این که اینک حاضرم ** بانگ دیگر بنگر اندر آخرم
  • Cihanın bozuluşu, “benim şimdiki halim biledir, pusudur... Sonumu, bir aynaya benzeyen önüme bak da gör!” der.
  • حاضری‌ام هست چون مکر و کمین ** نقش آخر ز آینه‌ی اول ببین
  • Bu iki çuvaldan birine girdin mi öbürüne zıt olur, artık ona lâyık olmazsın!
  • چون یکی زین دو جوال اندر شدی ** آن دگر را ضد و نا درخور شدی