English    Türkçe    فارسی   

4
1783-1792

  • Mihengin, halisi de anlamaya kabiliyeti vardır, kalpı da... Allah, onu beden ve kalp emîri yapmıştır!
  • مر محک را ره بود در نقد و قلب ** که خدایش کرد امیر جسم و قلب
  • Şeytanlar bile o kabalıklarıyla, o kötülükleriyle sırrımızı, fikrimizi, gittiğimiz yolu biliyorlar...
  • چون شیاطین با غلیظیهای خویش ** واقف‌اند از سر ما و فکر و کیش
  • Onların bile içimize hırsızlama bir yolu var... Biz, onların hırsızlıklarından baş aşağı gelmedeyiz... 1785
  • مسلکی دارند دزدیده درون ** ما ز دزدیهای ایشان سرنگون
  • Her an, bize büyük ziyanlar veriyorlar... Delikleri var, yarıkları var; bizi gözetliyorlar...
  • دم به دم خبط و زیانی می‌کنند ** صاحب نقب و شکاف روزنند
  • E artık âlemdeki aydın canlar, neden gizli hallerden bihaber olsunlar?
  • پس چرا جان‌های روشن در جهان ** بی‌خبر باشند از حال نهان
  • Gökyüzüne çadır kurmuş canlar, insanın vücuduna girmede şeytanlardan aşağı olurlar?
  • در سرایت کمتر از دیوان شدند ** روحها که خیمه بر گردون زدند
  • Şeytan, hırsızlama olarak göğe çıkmaya kalkışır da yakıcı şahapla kovulur, sürülür.
  • دیو دزدانه سوی گردون رود ** از شهاب محرق او مطعون شود
  • Kötü kâfir, savaşta mızrakla nasıl beyni üstüne düşerse o da gökten baş aşağı öyle düşer! 1790
  • سرنگون از چرخ زیر افتد چنان ** که شقی در جنگ از زخم سنان
  • Şeytanları, o gönüllerin beğendikleri ruhları kıskandıklarından gökten böyle baş aşağı atarlar...
  • آن ز رشک روحهای دل‌پسند ** از فلکشان سرنگون می‌افکنند
  • Artık çolak, topal, kör ve sağır değilsen ulu ve yüce ruhlara karşı bu zanda bulunma...
  • تو اگر شلی و لنگ و کور و کر ** این گمان بر روحهای مه مبر