English    Türkçe    فارسی   

4
21-30

  • Hiç kimse gidilecek yolu ay ışığıyla görmedi de güneş doğunca yol meydana çıktı, göründü.
  • بس کس اندر نور مه منهج ندید ** چون برآمد آفتاب آن شد پدید
  • Güneş, alınacak, satılacak şeyleri güzelce gösterdi de bu yüzden pazarlar gündüzleri kuruldu.
  • آفتاب اعواض را کامل نمود ** لاجرم بازارها در روز بود
  • Kalp akçeyle sağlam akçe iyice ayırt edilsin, kimse hileye kapılmasın, aldanmasın diye.
  • تا که قلب و نقد نیک آید پدید ** تا بود از غبن و از حیله بعید
  • Güneşin nuru yeryüzüne adamakıllı vurdu, alışveriş edenler için âlemlere rahmet kesildi.
  • تا که نورش کامل آمد در زمین ** تاجران را رحمة للعالمین
  • Fakat bu, kalpazanların istemedikleri bir şeydir. Onlara pek ağır gelir bu iş... Çünkü güneşin nuru, onların işine kesat verir, kalp akçeleri görünür, fark edilir de geçmez olur? 25
  • لیک بر قلاب مبغوضست و سخت ** زانک ازو شد کاسد او را نقد و رخت
  • Kalp akçe, sarrafın can düşmanıdır... Yoksula köpekten başkası düşman olur mu?
  • پس عدو جان صرافست قلب ** دشمن درویش کی بود غیر کلب
  • Peygamberler, düşmanlarla savaşırlar... Melekler de “Yarabbi, sen koru!” diye dua ederler.
  • انبیا با دشمنان بر می‌تنند ** پس ملایک رب سلم می‌زنند
  • Allah’ın pek nurlu olan bu kandili hırsızların üflemesinden, onların nefesinden uzak tut!
  • کین چراغی را که هست او نور کار ** از پف و دمهای دزدان دور دار
  • Hırsız ve kalpazan, nura düşmandır vesselâm... Ey feryada yetişen Allah, sen feryadımıza yetiş!
  • دزد و قلابست خصم نور بس ** زین دو ای فریادرس فریاد رس
  • Hüsameddin, bu dördüncü deftere nurlar saç! Çünkü güneş de dördüncü kat gökten doğar, âlemi nurlara gark eder. 30
  • روشنی بر دفتر چارم بریز ** کفتاب از چرخ چارم کرد خیز