English    Türkçe    فارسی   

4
2222-2231

  • Birisi duyup dedi ki: “Güzel dua ettin ama deliği kaybetmişsin!
  • گفت شخصی خوب ورد آورده‌ای ** لیک سوراخ دعا گم کرده‌ای
  • Bu dua, abdeste buruna su verilirken okunacak dua... Sen burun duasını oturak yerini yıkarken okuyordun!”
  • این دعا چون ورد بینی بود چون ** ورد بینی را تو آوردی به کون
  • Hür kişi cennet kokusunu burnundan duyar... Hiç oturak yerinden cennet kokusu gelir mi?
  • رایحه‌ی جنت ز بینی یافت حر ** رایحه‌ی جنت کم آید از دبر
  • Ey aptal kişilere karşı alçaklık gösterip de padişahlara karşı ululanan, 2225
  • ای تواضع برده پیش ابلهان ** وی تکبر برده تو پیش شهان
  • O ululuk, aşağılık adamlara karşı olursa güzeldir, iyidir... Fakat kendine gel, tersine hareket etme; bu, senin yolunu bağlar!
  • آن تکبر بر خسان خوبست و چست ** هین مرو معکوس عکسش بند تست
  • Gül, burun için bitti, yetişti... A hoyrat adam koku almak burnun işidir.
  • از پی سوراخ بینی رست گل ** بو وظیفه‌ی بینی آمد ای عتل
  • Ey yiğit, gül kokusu burun içindir... Bu aşağıdaki delik, o kokunun yeri değildir.
  • بوی گل بهر مشامست ای دلیر ** جای آن بو نیست این سوراخ زیر
  • Hiç buradan sana cennet kokusu gelir mi? Sana koku lazımsa yerinden ara!
  • کی ازین جا بوی خلد آید ترا ** بو ز موضع جو اگر باید ترا
  • Bunun gibi “Vatanı sevmek imandandır” hadisi de doğru ama hocam, önce iyice vatanı tanı! 2230
  • هم‌چنین حب الوطن باشد درست ** تو وطن بشناس ای خواجه نخست
  • O akıllı balık dedi ki: Bir yol bulayım da gönlümü şunlarla danışmadan, şunların reyine uymadan çekip çevireyim.
  • گفت آن ماهی زیرک ره کنم ** دل ز رای و مشورتشان بر کنم