English    Türkçe    فارسی   

4
2728-2737

  • Ey ulu padişah, bütün padişahlar, sevinçle senin kapının eşiğini öpüyorlar!
  • پادشاهان لب همی مالند شاد ** بر ستانه‌ی خاک تو این کیقباد
  • Düşmanın atı, atımızı gördü mü sopa görmeden yüz çevirmede!
  • اسپ یاغی چون ببیند اسپ ما ** رو بگرداند گریزد بی عصا
  • Şimdiye dek âlemin tapındığı, secde ettiği sendin., şimdi kulların en aşağısı mı olacaksın? 2730
  • تاکنون معبود و مسجود جهان ** بوده‌ای گردی کمینه‌ی بندگان
  • Bir efendinin kula tapmasındansa binlerce defa ateşe atılması daha hoş!
  • در هزار آتش شدن زین خوشترست ** که خداوندی شود بنده‌پرست
  • Hayır buna imkân yok! Ey Çin ülkesini bile hükmü altına alan padişahım, önce beni öldür de seni bu halde görmeyeyim!
  • نه بکش اول مرا ای شاه چین ** تا نبیند چشم من بر شاه این
  • Padişahım, önce benim boynumu vur da bu alçalmayı gözlerim görmesin!
  • خسروا اول مرا گردن بزن ** تا نبیند این مذلت چشم من
  • Böyle bir şey olmamıştır ya, fakat olmasın da! Yer, gök olacak, gökyüzü yer ha!
  • خود نبودست و مبادا این چنین ** که زمین گردون شود گردون زمین
  • Kullarımız, bizimle kapı yoldaşı olacaklar, esirlerimiz, gönüllerimizi yaralayacak, öyle mi? 2735
  • بندگان‌مان خواجه‌تاش ما شوند ** بی‌دلان‌مان دلخراش ما شوند
  • Düşmanların gözleri aydın olacak da dost körleşecek. Sonra da bize mezarın dibi, gül bahçesi kesilecek ha!
  • چشم‌روشن دشمنان و دوست کور ** گشت ما را پس گلستان قعر گور
  • Allah lanet etsin, Haman'ın sözlerinin bayağılığı
  • تزییف سخن هامان علیه‌اللعنه
  • Hamam, dostla düşmanı tanımıyor, tavlayı körcesine ters oynuyordu.
  • دوست از دشمن همی نشناخت او ** نرد را کورانه کژ می‌باخت او