English    Türkçe    فارسی   

4
2859-2868

  • Canım, su ve ateş de gizli olan halis akçayla kalpı sınamak, için yaratılmıştır.
  • آب و آتش آمد ای جان امتحان ** نقد و قلبی را که آن باشد نهان
  • Sen ve ben... ikimiz de ateşe girelim... bu işe şaşıp kalanlara bakî bir delil olalım! 2860
  • تا من و تو هر دو در آتش رویم ** حجت باقی حیرانان شویم
  • Ben de, sen de birden denize dalalım... çünkü ben de bu halka bir delilim sen de!
  • تا من و تو هر دو در بحر اوفتیم ** که من و تو این کره را آیتیم
  • Öyle yaptılar; ateşe girdiler... ikisi de kendilerini kızgın ateşe attılar.
  • هم‌چنان کردند و در آتش شدند ** هر دو خود را بر تف آتش زدند
  • Tanrı var diye iddia eden kurtuldu öbür haramzade yandı, mahvoldu.
  • از خدا گوینده مرد مدعی ** رست و سوزید اندر آتش آن دعی
  • Bu haberi müezzinden duy... ham ruhun körlüğünü bir kat daha arttırır!
  • از مذن بشنو این اعلام را ** کوری افزون‌روان خام را
  • Ecelle,ölümle Mustafa’nın adı yanmamıştır... çünkü o adın sahibi ileriden ileriydi uludan ulu! 2865
  • که نسوزیدست این نام از اجل ** کش مسمی صدر بودست و اجل
  • Bu devirde bahse girişenlerin yüz binlercesi münkirlerin perdelerini yırtmıştır.
  • صد هزاران زین رهان اندر قران ** بر دریده پرده‌های منکران
  • Müminle filozof bu işe karar verdiler... mucizelerin devam ettiği zuhur etti; doğru olan galip oldu... bu cevaptan
  • چون گرو بستند غالب شد صواب ** در دوام و معجزات و در جواب
  • Anladım ki âlemin evveli vardır, bu gök kubbe sonradan yaratılmıştır diyen haklıdır.
  • فهم کردم کانک دم زد از سبق ** وز حدوث چرخ پیروزست و حق