English    Türkçe    فارسی   

4
2882-2891

  • Hem resim yapmak için yapar, hem de uluların büyüklerin bir vesile ile kederlerinden kurtulmalarını ister.
  • بلک بهر میهمانان و کهان ** که به فرجه وارهند از اندهان
  • Çocukların neşelenmesini, bu resimle ölüp gitmiş dostların, dostlar tarafından hatırlanmasını diler.
  • شادی بچگان و یاد دوستان ** دوستان رفته را از نقش آن
  • Hiçbir testici yoktur ki içine su konmasını düşünmeden testisini, sırf testi yapmak için yapsın!
  • هیچ کوزه‌گر کند کوزه شتاب ** بهر عین کوزه نه بر بوی آب
  • Hiçbir kâseci yoktur ki kaseyi ancak kâse olmak için yapsın da içine yemek konmak için yapmasın! 2885
  • هیچ کاسه گر کند کاسه تمام ** بهر عین کاسه نه بهر طعام
  • Hiçbir hattat yoktur ki özene bezene yazdığı yazıyı yalnız yazısını, yazısının güzelliğini göstermek için yazsın da okumak için yazmasın.
  • هیچ خطاطی نویسد خط به فن ** بهر عین خط نه بهر خواندن
  • Görünen suret gayp âlemindeki surete delâlet eder, o da başka bir gayp suretinden vücut bulmuştur.
  • نقش ظاهر بهر نقش غایبست ** وان برای غایب دیگر ببست
  • Böylece bunları, görüşünün miktarınca ta üçüncü dördüncü, onuncu surete kadar say dur.
  • تا سوم چارم دهم بر می‌شمر ** این فواید را به مقدار نظر
  • Oğul bunla, satrançtaki oyunlara benzer... her oyunun faydasını ondan sonrakinde gör.
  • هم‌چو بازیهای شطرنج ای پسر ** فایده‌ی هر لعب در تالی نگر
  • Bu oyunu, o gizli oyunu oynamak için, onu da diğer bir oyun için... nihayet o oyunu da bir başka oyun için oynarlar. 2890
  • این نهادند بهر آن لعب نهان ** وان برای آن و آن بهر فلان
  • Gözünü böylece etraftan ileriye çevir de ta karşındakini mat edip oyunu kazanıncaya dek ne oyunlar oynayacaksan hepsini gör.
  • هم‌چنین دیده جهات اندر جهات ** در پی هم تا رسی در برد و مات