English    Türkçe    فارسی   

4
3094-3103

  • Padişah kendi kendine dedi ki: bu neşeye sebep, o gamdı; Tanrı sebep ihsan etti, sevindim.
  • شاه با خود گفت شادی را سبب ** آنچنان غم بود از تسبیب رب
  • Ne şaşılacak şey! Bir hadise bir yönden ölüm, öbür yönden dirim ve sevinç. 3095
  • ای عجب یک چیز از یک روی مرگ ** وان ز یک روی دگر احیا و برگ
  • Şu bir yönden tatlıdır, zevk vericidir. Diğer bir yönden de öldürücü, azap vericidir.
  • آن یکی نسبت بدان حالت هلاک ** باز هم آن سوی دیگر امتساک
  • Ten sevinci dünyaya mensup olana göre yücelik... fakat ahiret gününe göre noksan ve zeval!
  • شادی تن سوی دنیاوی کمال ** سوی روز عاقبت نقص و زوال
  • Düş yorucu rüyada gülmeyi ağlamaya, hayıflamaya, kederlenmeye yorar.
  • خنده را در خواب هم تعبیر خوان ** گریه گوید با دریغ و اندهان
  • Ağlamayı da sevince, feraha verir ey şen, esen kişi!
  • گریه را در خواب شادی و فرح ** هست در تعبیر ای صاحب مرح
  • Padişah, bu gam geçti gitti ama can, bu çeşit şeylerden kötü şüphelere düşer diye düşünceye daldı. 3100
  • شاه اندیشید کین غم خود گذشت ** لیک جان از جنس این بدظن گشت
  • Gül gider de dedi, ayağıma böyle bir diken batarsa hiç olmazsa ondan bana bir yadigâr kalmalı!
  • ور رسد خاری چنین اندر قدم ** که رود گل یادگاری بایدم
  • Yokluğa sayısız, sonsuz sebepler var... hangi yolu kapayalım ki?
  • چون فنا را شد سبب بی‌منتهی ** پس کدامین راه را بندیم ما
  • Isırıcı ölüme yüzlerce pencere var, yüzlerce kapı var... açılırken her biri cik cik etmekte!
  • صد دریچه و در سوی مرگ لدیغ ** می‌کند اندر گشادن ژیغ ژیغ