English    Türkçe    فارسی   

4
3337-3346

  • Doğanın bütün meyli, kendi cinsine olduğundan gözünü bağlamak, kendi cinsini göstermemek içindir.
  • زان کله مر چشم بازان را سدست ** که همه میلش سوی جنس خودست
  • Fakat doğan, kendi cinsinden vazgeçti de padişaha dost oldu mu doğancı, onun gözünü açar, başından üsküfünü çıkarır.
  • چون برید از جنس با شه گشت یار ** بر گشاید چشم او را بازدار
  • Tanrı da şeytanları, gözetleme yerinden...aklı cüz-iyi kendi müstakil reyinden,
  • راند دیوان را حق از مرصاد خویش ** عقل جزوی را ز استبداد خویش
  • Pek başbuğluk davasında bulunma... sen, reyinde müstakil değilsin, ancak gönlün şakirdisin ve istidadın var diye sürer! 3340
  • که سری کم کن نه‌ای تو مستبد ** بلک شاگرد دلی و مستعد
  • Der ki: Yürü gönüle git... çünkü sen gönlün cüzüsün; kendine gel, sen âdil padişahın kulusun!
  • رو بر دل رو که تو جزو دلی ** هین که بنده‌ی پادشاه عادلی
  • Ona kulluk etmek, sultanlıktan iyidir... çünkü “Ben ondan hayırlıyım” sözü, şeytan sözüdür.
  • بندگی او به از سلطانیست ** که انا خیر دم شیطانیست
  • Be aşağılık, Âdem’in kulluğu ile İblis’in kibrine bak da aradaki farkı gör.
  • فرق بین و برگزین تو ای حبیس ** بندگی آدم از کبر بلیس
  • Âdem’in kulluğunu seç. Yol güneşi olan peygamber bile “Nefsini aşağılayan kişiye ne mutlu” dedi.
  • گفت آنک هست خورشید ره او ** حرف طوبی هر که ذلت نفسه
  • Tuba gölgesini gör de güzelce uyu... o gölgeye baş koy da serkeşlik etmeden uykuya dal! 3345
  • سایه‌ی طوبی ببین وخوش بخسپ ** سر بنه در سایه بی‌سرکش بخسپ
  • Nefsi aşağılama gölgesi, güzel bir yatılacak yerdir... o arılığa istidadı olana hoş bir uyku verir.
  • ظل ذلت نفسه خوش مضجعیست ** مستعد آن صفا و مهجعیست