English    Türkçe    فارسی   

5
1512-1521

  • Yoksa kalp, ta sona kadar boynumda kalacaktı. Bos yere de ömrümü zayi edecektim.
  • قلب ماندی تا ابد در گردنم  ** حیف بودی عمر ضایع کردنم 
  • Mademki paranın kalp olduğu şimdiden anlaşıldı, ben de ondan ayağımı hemen çekeyim.
  • چون بگه‌تر قلبی او رو نمود  ** پای خود زو وا کشم من زود زود 
  • Dostun, sana düşmanlık eder, hasedini, kinini dışarıya vursa,
  • یار تو چون دشمنی پیدا کند  ** گر حقد و رشک او بیرون زند 
  • Senden yüz çevirdiği için feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz bir hale düşürme. 1515
  • تو از آن اعراض او افغان مکن  ** خویشتن را ابله و نادان مکن 
  • Tanrıya şükret yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın.
  • بلک شکر حق کن و نان بخش کن  ** که نگشتی در جوال او کهن 
  • Ebedi ve doğru bir dost aramak üzere çuvalından tez çıktın.
  • از جوالش زود بیرون آمدی  ** تا بجویی یار صدق سرمدی 
  • Ne nazlı, ne vefalı sevgidir o ki ölümünden sonra bile dostluğu bir katken üç kat olur, bağlılığındaki kuvvet üç kat artar.
  • نازنین یاری که بعد از مرگ تو  ** رشته‌ی یاری او گردد سه تو 
  • O dost, ya padişahtır, yüce bir sultandır, yahut da padişahın makbulü olan yanında şefaati kabul edilen bir kuldur.
  • آن مگر سلطان بود شاه رفیع  ** یا بود مقبول سلطان و شفیع 
  • Düzenbaz, hileci, riyakar dosttan kurtuldun, ölmeden önce onun düzenini riyasını gördün. 1520
  • رستی از قلاب و سالوس و دغل  ** غر او دیدی عیان پیش از اجل 
  • Eğer alemde halkın sana su cefasını bilsen bu, sence gizli bir altın hazinesi sayılır.
  • این جفای خلق با تو در جهان  ** گر بدانی گنج زر آمد نهان