English    Türkçe    فارسی   

5
1650-1659

  • O arık zalimi bul, hemen bir avuç torak al, gel” dedi. 1650
  • آن ضعیف زال ظالم را بیاب  ** مشت خاکی هین بیاور با شتاب 
  • Kaza ve kader çavuşu Azrail, buyruğu yerine getirmek üzere toprak yuvarlağına geldi.
  • رفت عزرائیل سرهنگ قضا  ** سوی کره‌ی خاک بهر اقتضا 
  • Toprak adeti veçhile yine feryada, ant vermeye başladı. Bir çok yeminler verdi.
  • خاک بر قانون نفیر آغاز کرد  ** داد سوگندش بسی سوگند خورد 
  • “Ey has kul, ey arşı taşıyan, ey arşta da, ferste de emrine itaat edilen!
  • کای غلام خاص و ای حمال عرش  ** ای مطاع الامر اندر عرش و فرش 
  • Tek ve merhametli Tanrı’nın rahmeti hakkı için git. Sana lütuflarda bulunan Tanrı hakkı için git.
  • رو به حق رحمت رحمن فرد  ** رو به حق آنک با تو لطف کرد 
  • Kendisinden başka tapılan bulunmayan, huzurunda kimsenin ağlayıp sızlanması ret edilmeyen padişah hakkı için” dedi. 1655
  • حق شاهی که جز او معبود نیست  ** پیش او زاری کس مردود نیست 
  • Fakat Azrail dedi ki: Bu afsunla gizli, aşikar buyruk sahibi olandan yüz çevirmem ben.
  • گفت نتوانم بدین افسون که من  ** رو بتابم ز آمر سر و علن 
  • Toprak, O, ilim sahibi olmayı da emretti. İkisi de emir. Bilgi yolu ile lütfet de halim ol, o emri tut dedi ama,
  • گفت آخر امر فرمود او به حلم  ** هر دو امرند آن بگیر از راه علم 
  • Azrail, O, ya tevildir, ya kıyas. Apaçık emirde öyle tevile, kıyasa az uy.
  • گفت آن تاویل باشد یا قیاس  ** در صریح امر کم جو التباس 
  • Kendi düşünceni tevil etsen daha iyi. Başka hiçbir emre benzemeyen bu açık emri tevil etmekten daha yeğ.
  • فکر خود را گر کنی تاویل به  ** که کنی تاویل این نامشتبه