English    Türkçe    فارسی   

5
1887-1896

  • Gönül sırçasını pek nazik gördüm de biraz teskin edebilmek için nice cüppeler yırttım.
  • شیشه‌ی دل را چو نازک دیده‌ام  ** بهر تسکین بس قبا بدریده‌ام 
  • Güzelim; ben her ay başı mutlaka üç gün deli olurum.
  • من سر هر ماه سه روز ای صنم  ** بی‌گمان باید که دیوانه شوم 
  • Kendine gel bu gün o üç günün ilki. Bu gün zafer günü; firuze günü değil.
  • هین که امروز اول سه روزه است  ** روز پیروزست نه پیروزه است 
  • Padişahın derdine düşen her gönle anbean ay başı var. 1890
  • هر دلی که اندر غم شه می‌بود  ** دم به دم او را سر مه می‌بود 
  • Deli oldum da Mahmut’un hikayesiyle Eyaz’ın vasıflarını söyleyemedim kaldı gitti işte.
  • قصه‌ی محمود و اوصاف ایاز  ** چون شدم دیوانه رفت اکنون ز ساز 
  • Söylenenler, hikayenin suretinden ibarettir, sureti anlayabileceklerin anlayışına, onların tasavvur aynalarına göre söylenmiştir. Bu hikayenin haki katındaki mukaddesliğe iner de söylemeye kalkışırsam utancımdan baş da kaybolur, sakal da, kalem de. Akıllı olana bir işaret yeter.
  • بیان آنک آنچ بیان کرده می‌شود صورت قصه است وانگه آن صورتیست کی در خورد این صورت گیرانست و درخورد آینه‌ی تصویر ایشان و از قدوسیتی کی حقیقت این قصه راست نطق را ازین تنزیل شرم می‌آید و از خجالت سر و ریش و قلم گم می‌کند و العاقل یکفیه الاشاره 
  • Çünkü filim rüyada Hindistan’ı gördü. Köy harab oldu, haraçtan ümidini kes.
  • زانک پیلم دید هندستان به خواب  ** از خراج اومید بر ده شد خراب 
  • Aklım fikrim zayi olduktan sonra nasıl nazım düzebilir, kafiyeye riayet edebilirim?
  • کیف یاتی النظم لی والقافیه  ** بعد ما ضاعت اصول العافیه 
  • Dertlerle deliliğim bir değil ki. Bende delilik içinde delilik var, delilik içinde delilik.
  • ما جنون واحد لی فی الشجون  ** بل جنون فی جنون فی جنون 
  • Yoklukta varlığı göreli bedenim gizli işaretlerden eridi bitti. 1895
  • ذاب جسمی من اشارات الکنی  ** منذ عاینت البقاء فی الفنا 
  • Ey Eyaz aşkınla kıla döndüm, hikayeyi söylemeden kaldım, Artık sen benim hikayemi söyle.
  • ای ایاز از عشق تو گشتم چو موی  ** ماندم از قصه تو قصه‌ی من بگوی