English    Türkçe    فارسی   

5
1965-1974

  • Bu paluzeden tatmamış ol. Gördüğün mutfağı görmezlikten gel. 1965
  • خود ازین پالوه نالیسیده گیر  ** مطبخی که دیده‌ای نادیده گیر 
  • Çünkü bu paluze insana sarhoşluk verir de postla çarık hatırından çıkar.
  • زانک ازین پالوده مستیها بود  ** پوستین و چارق از یادت رود 
  • Can verme ve ölüm zamanı gelince sonra ah eder, o zaman hırkanı çarığını anarşin.
  • چون در آید نزع و مرگ آهی کنی  ** ذکر دلق و چارق آنگاهی کنی 
  • Fakat çirkinlik dalgasına dalmadıkça, sana bir sığınacak bulunmadıkça,
  • تا نمانی غرق موج زشتیی  ** که نباشد از پناهی پشتیی 
  • O doğru düzen gemiyi aklına bile getirmez, çarık ve pöstekine göz bile atmazsın.
  • یاد ناری از سفینه‌ی راستین  ** ننگری رد چارق و در پوستین 
  • Fakat yokluk denizine daldın da aciz oldun mu sevgi davasına düşer,“Rabbimiz kendimize zulmettik” demeye kalkışırsın. 1970
  • چونک درمانی به غرقاب فنا  ** پس ظلمنا ورد سازی بر ولا 
  • Şeytan der ki: Hele şu hama bakin. Şu vakitsiz öten horozun kesin başını.
  • دیو گوید بنگرید این خام را  ** سر برید این مرغ بی‌هنگام را 
  • Bu huy Eyaz’ın zekasından uzaktır. Yalvarıp yakarmadan namaz kılmaz o.
  • دور این خصلت ز فرهنگ ایاز  ** که پدید آید نمازش بی‌نماز 
  • O, önceden de gökteki horozdur. Onun nazarları tam zamanındadır.
  • او خروس آسمان بوده ز پیش  ** نعره‌های او همه در وقت خویش 
  • "Her şeyi, nasılsa bize öyle göster" hadisiyle "Perde kalksa, bildiğimden, gördüğümden fazla bir şey görmez ve bilmezdim" sözünün ve "Kime kötü gözle bakarsan bil ki kendi varlık dairenden bakmada, sen fena olduğundan onu fena görmedesin" beytinin manası. Eğri merdiven basamağının gölgesi eğri olur.
  • در معنی این کی ارنا الاشیاء کما هی و معنی این کی لو کشف الغطاء ما از ددت یقینا و قوله در هر که تو از دیده‌ی بد می‌نگری از چنبره‌ی وجود خود می‌نگری پایه‌ی کژ کژ افکند سایه 
  • Ey horozlar, ötmeyi para için değil, Tanrı için ötenden öğrenin.
  • ای خروسان از وی آموزید بانگ  ** بانگ بهر حق کند نه بهر دانگ