English    Türkçe    فارسی   

5
2061-2070

  • Nihayet aldanma kuyusuna düşecekler, o vakit hikmetin kınamasını duyacaklardı.
  • تا که در چاه غرور اندر فتد  ** آنگه از حکمت ملامت بشنود 
  • Tuzağın ipine dolaşıp gururu kırılınca nefsi levvamenin kınanmasını işiteceklerdi.
  • چون ز بند دام باد او شکست  ** نفس لوامه برو یابید دست 
  • Bu çeşit adam, başını bela duvarına çarpmadıkça kulağı sağırdır, gönlün öğüdünü duymaz.
  • تا به دیوار بلا ناید سرش  ** نشنود پند دل آن گوش کرش 
  • Helva ve şeker hırsı çocukların iki kulağını sağır eder, öğütleri duymaz.
  • کودکان را حرص گوزینه و شکر  ** از نصیحتها کند دو گوش کر 
  • Fakat çıban çıkarmaya başladı mı kulakları açılır, öğütleri dinler. 2065
  • چونک دردت دنبلش آغاز شد  ** در نصیحت هر دو گوشش باز شد 
  • O birkaç kişi yüzlerce hırsla, yüzlerce hevesle odanın kapısını açtılar.
  • حجره را با حرص و صدگونه هوس  ** باز کردند آن زمان آن چند کس 
  • Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
  • اندر افتادند از در ز ازدحام  ** هم‌چو اندر دوغ گندیده هوام 
  • Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.
  • عاشقانه در فتد با کر و فر  ** خورد امکان نی و بسته هر دو پر 
  • Onlar da içeri girip sağa, sola bakındılar. Fakat odada bir yırtık çarıkla bir eski kürkten başka bir şey yoktu.
  • بنگریدند از یسار و از یمین  ** چارقی بدریده بود و پوستین 
  • Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş. 2070
  • باز گفتند این مکان بی‌نوش نیست  ** چارق اینجا جز پی روپوش نیست