English    Türkçe    فارسی   

5
2063-2072

  • Bu çeşit adam, başını bela duvarına çarpmadıkça kulağı sağırdır, gönlün öğüdünü duymaz.
  • تا به دیوار بلا ناید سرش  ** نشنود پند دل آن گوش کرش 
  • Helva ve şeker hırsı çocukların iki kulağını sağır eder, öğütleri duymaz.
  • کودکان را حرص گوزینه و شکر  ** از نصیحتها کند دو گوش کر 
  • Fakat çıban çıkarmaya başladı mı kulakları açılır, öğütleri dinler. 2065
  • چونک دردت دنبلش آغاز شد  ** در نصیحت هر دو گوشش باز شد 
  • O birkaç kişi yüzlerce hırsla, yüzlerce hevesle odanın kapısını açtılar.
  • حجره را با حرص و صدگونه هوس  ** باز کردند آن زمان آن چند کس 
  • Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
  • اندر افتادند از در ز ازدحام  ** هم‌چو اندر دوغ گندیده هوام 
  • Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.
  • عاشقانه در فتد با کر و فر  ** خورد امکان نی و بسته هر دو پر 
  • Onlar da içeri girip sağa, sola bakındılar. Fakat odada bir yırtık çarıkla bir eski kürkten başka bir şey yoktu.
  • بنگریدند از یسار و از یمین  ** چارقی بدریده بود و پوستین 
  • Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş. 2070
  • باز گفتند این مکان بی‌نوش نیست  ** چارق اینجا جز پی روپوش نیست 
  • Keskin kazmalar getirelim de yeri kazalım dediler.
  • هین بیاور سیخهای تیز را  ** امتحان کن حفره و کاریز را 
  • Her tarafı kazdılar estiler. Delikler açtılar, derin,derin çukurlar kazdılar.
  • هر طرف کندند و جستند آن فریق  ** حفره‌ها کردند و گوهای عمیق