English    Türkçe    فارسی   

5
2232-2241

  • Çünkü sesi de kadın sesine benziyordu, yüzü de kadın yüzüne. Fakat şehvette pek yüceydi, pek uyanıktı.
  • زانک آواز و رخش زن‌وار بود  ** لیک شهوت کامل و بیدار بود 
  • Çarşaf giyer, başını örter, peçe takardı. Fakat şehvetli ve azgın bir gençti.
  • چادر و سربند پوشیده و نقاب  ** مرد شهوانی و در غره‌ی شباب 
  • Bu suretle padişahların kızlarını bile güzelce keseler, ovar, yıkardı.
  • دختران خسروان را زین طریق  ** خوش همی‌مالید و می‌شست آن عشیق 
  • Tövbe etmekte, ayak diremeye çalışmaktaydı. Fakat kâfir nefis, tövbesini bozdurup dururdu. 2235
  • توبه‌ها می‌کرد و پا در می‌کشید  ** نفس کافر توبه‌اش را می‌درید 
  • O kötü işli herif, bir arifin yanına gidip "'Beni duada an" diye yalvardı.
  • رفت پیش عارفی آن زشت‌کار  ** گفت ما را در دعایی یاد دار 
  • O hür er, onun sırrını anladı ama Tanrı hilmi gibi o da açığa vurmadı.
  • سر او دانست آن آزادمرد  ** لیک چون حلم خدا پیدا نکرد 
  • Dudağı kilitliydi ama gönlünde sırlar vardı. Dudağını yummuştu ama gönlü seslerle doluydu.
  • بر لبش قفلست و در دل رازها  ** لب خموش و دل پر از آوازها 
  • Tanrı şarabını içen arifler, sırları bilirler ama örterler.
  • عارفان که جام حق نوشیده‌اند  ** رازها دانسته و پوشیده‌اند 
  • İşin sırlarını kime öğretirlerse ağzını mühürlerler, dikerler. 2240
  • هر کرا اسرار کار آموختند  ** مهر کردند و دهانش دوختند 
  • Arif, tuhaf tuhaf güldü de dedi ki: A içi kötü adam, bildiğin, gönlünde tuttuğun şeyden Tanrı seni kurtarsın.
  • سست خندید و بگفت ای بدنهاد  ** زانک دانی ایزدت توبه دهاد 
  • Tanrı'ya ulaşmış arifin Tanrı'dan isteği, Tanrı'nın kendinden bir şey istemesine benzer. Çünkü "Ben, onun kulağı, sözü, dili ve eli olurum" ve "O taşları attığın zaman sen atmadın, Allah attı" denmiştir. Bu hususta bir çok âyetlerle hadîsler vardır. Tanrı'nın sebep yaratması, suçlunun kulağını tutmuş, Nasuh tövbesine götürmüştür.
  • در بیان آنک دعای عارف واصل و درخواست او از حق هم‌چو درخواست حقست از خویشتن کی کنت له سمعا و بصرا و لسانا و یدا و قوله و ما رمیت اذ رمیت و لکن الله رمی و آیات و اخبار و آثار درین بسیارست و شرح سبب ساختن حق تا مجرم را گوش گرفته بتوبه‌ی نصوح آورد