English    Türkçe    فارسی   

5
2339-2348

  • Kutup aslandır, işi de avlanmakdır. Bu halkın artakalanları, onun artıklarını yerler.
  • قطب شیر و صید کردن کار او  ** باقیان این خلق باقی‌خوار او 
  • Kudretin yettikçe kutbun rızasına çalış da o kuvvetlensin, vahşi hayvanları avlasın. 2340
  • تا توانی در رضای قطب کوش  ** تا قوی گردد کند صید وحوش 
  • Onun, halk gibi kuvvetsiz kalması caiz mi? Bütün boğazlara giren rızık, aklın elinden verilir.
  • چو برنجد بی‌نوا مانند خلق  ** کز کف عقلست جمله رزق حلق 
  • Çünkü halkın bulabildiği şey, ancak onun artığıdır. Senden av isterse bunu gözet.
  • زانک وجد حلق باقی خورد اوست  ** این نگه دار ار دل تو صیدجوست 
  • O, akıl gibidir. Halksa bedendeki uzuvlara benzer. Bedenin tedbiri, akla bağlıdır.
  • او چو عقل و خلق چون اعضا و تن  ** بسته‌ی عقلست تدبیر بدن 
  • Kutbun zayıflaması, ten cihetinden olur. ruh cihetinden değil. Gemi zayıflar. Nuh zayıflamaz.
  • ضعف قطب از تن بود از روح نی  ** ضعف در کشتی بود در نوح نی 
  • Kutup, o kimsedir ki kendi etrafında döner dolaşır. Göklerse onun etrafında döner. 2345
  • قطب آن باشد که گرد خود تند  ** گردش افلاک گرد او بود 
  • Gemisini tamir hususunda ona yardım et. has bir kul, tam bir köle olduysan buna çalış.
  • یاریی ده در مرمه‌ی کشتی‌اش  ** گر غلام خاص و بنده گشتی‌اش 
  • Ona yardım edersen bu yardım sana yarar, ona değil- Tanrı "Tanrıya yardım ederseniz yardıma nail olursunuz" buyurdu.
  • یاریت در تو فزاید نه اندرو  ** گفت حق ان تنصروا الله تنصروا 
  • Tilki gibi av avla da ona feda et. Bu suretle o verdiğin avın binlerce mislini karşılık olarak al.
  • هم‌چو روبه صید گیر و کن فداش  ** تا عوض گیری هزاران صید بیش