English    Türkçe    فارسی   

5
2391-2400

  • Rızık verici Tanrı, herkese kısmetini vermededir. Herkesin kısmetini, önüne koymadadır.
  • جمله را رزاق روزی می‌دهد  ** قسمت هر یک به پیشش می‌نهد 
  • Kim sabrederse rızkı gelir yetişir. Çalışıp çabalama zahmetine düşmen senin sabırsızlığındandır dedi.
  • رزق آید پیش هر که صبر جست  ** رنج کوششها ز بی‌صبری تست 
  • Tilkinin eşeğe cevabı
  • جواب گفتن روبه خر را 
  • Tilki dedi ki: Tanrı'ya dayanma, nadir bulunur. Bu dayanmada mahir olanlar, pek az kimselerdir.
  • گفت روبه آن توکل نادرست  ** کم کسی اندر توکل ماهرست 
  • Nadir şeyin etrafında dönüp dolaşmak, bilgisizlikten ileri gelir. Herkes, nerden padişahlığa yol bulacak?
  • گرد نادر گشتن از نادانی است  ** هر کسی را کی ره سلطانی است 
  • Peygamber, kanaate hazine demiştir. Gizli hazineyi herkes, elde edebilir mi? 2395
  • چون قناعت را پیمبر گنج گفت  ** هر کسی را کی رسد گنج نهفت 
  • Haddini bil de yukarlarda uçma. Uçma da kötülük çukuruna düşme!
  • حد خود بشناس و بر بالا مپر  ** تا نیفتی در نشیب شور و شر 
  • Eşeğin, tilkiye cevap vermesi
  • جواب گفتن خر روباه را 
  • Eşek, bunu ters söylüyorsun dedi, bil ki kötülük, insana tamahtan gelir.
  • گفت این معکوس می‌گویی بدان  ** شور و شر از طمع آید سوی جان 
  • Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
  • از قناعت هیچ کس بی‌جان نشد  ** از حریصی هیچ کس سلطان نشد 
  • Tanrı, ekmeği domuzlarla köpeklerden bile esirgemiyor. Şu bulut ve yağmur, insanların kazancı değil ya.
  • نان ز خوکان و سگان نبود دریغ  ** کسپ مردم نیست این باران و میغ 
  • Sen nasıl rızıka düşkün bir âşıksan rızık da rızık yiyene öyle düşkün bir âşıktır. 2400
  • آنچنان که عاشقی بر زرق زار  ** هست عاشق رزق هم بر رزق‌خوار 
  • Tanrı'ya dayanma münasebetiyle bu dayancı denemek istiyen ve sebepleri bırakıp şehirden ve halkın geçeceği yerlerden uzaklaşarak bir dağ eteğine giden, açlıktan basını bir taşa koyan ve içinden Yarabbi, senin sebep yaratmana ve rızık vericiliğine dayandım, sebepleri bıraktım. Bu suretle sana dayanmanın sebep halk etmesini de göreyim diyen zahidin hikâyesi
  • در تقریر معنی توکل حکایت آن زاهد کی توکل را امتحان می‌کرد از میان اسباب و شهر برون آمد و از قوارع و ره‌گذر خلق دور شد و ببن کوهی مهجوری مفقودی در غایت گرسنگی سر بر سر سنگی نهاد و خفت و با خود گفت توکل کردم بر سبب‌سازی و رزاقی تو و از اسباب منقطع شدم تا ببینم سببیت توکل را