English    Türkçe    فارسی   

5
2711-2720

  • Kimya, bakıra, gel kendini tamamiyle bana ver derse bu sözü tamahından söylemez.
  • گر بگوید کیمیا مس را بده  ** تو به من خود را طمع نبود فره 
  • Tanrı, yedinci göğe kadar toprak hazinelerini Şeyhe göstermişti.
  • گنجهای خاک تا هفتم طبق  ** عرضه کرده بود پیش شیخ حق 
  • Şeyh dedi ki: Ey beni yaratan! Ben âşıkım. Senden başka bir şey dilersem kötü kişi olayım.
  • شیخ گفتا خالقا من عاشقم  ** گر بجویم غیر تو من فاسقم 
  • Sekiz cennet gözüme görünür, yahut sana cehennem korkusundan hizmet edersem,
  • هشت جنت گر در آرم در نظر  ** ور کنم خدمت من از خوف سقر 
  • Ancak kendi selâmetini arıyan bir inanmış kul olurum. Çünkü cennet de bedene aittir, cehennem de. 2715
  • مومنی باشم سلامت‌جوی من  ** زانک این هر دو بود حظ بدن 
  • Bir âşık, Tanrı aşkıyle gıdalanırsa yüzlerce beden, onca bir gazel yaprağına değmez.
  • عاشقی کز عشق یزدان خورد قوت  ** صد بدن پیشش نیرزد تره‌توت 
  • O ulu Şeyhin bedeni de başka bir şey oldu, artık ona pek beden deme.
  • وین بدن که دارد آن شیخ فطن  ** چیز دگر گشت کم خوانش بدن 
  • Hem Tanrı âşıkı olmak, hem de ücret istemek olur mu? Emniyet sahibi Cebrail, hiç hırsızlık eder mi?
  • عاشق عشق خدا وانگاه مزد  ** جبرئیل متمن وانگاه دزد 
  • O yaslı leylânın âşıkına bile bu âlem saltanatı bir zerre göründü.
  • عاشق آن لیلی کور و کبود  ** ملک عالم پیش او یک تره بود 
  • Önce toprakla altın birdi. Altın da nedir? Canını bile tehlikeden esirgemiyordu. 2720
  • پیش او یکسان شده بد خاک و زر  ** زر چه باشد که نبد جان را خطر