English    Türkçe    فارسی   

5
2966-2975

  • Kaza ve kader hususunda cebrice ince sözler söyledin. Şimdi macerayı dinle de onun sırrını benden duy.
  • نکته گفتی جبریانه در قضا  ** سر آن بشنو ز من در ماجرا 
  • Şüphe yok ki bizim bir ihtiyarımız vardır. Duyguyu inkâr edemezsin, bu meydandadır.
  • اختیاری هست ما را بی‌گمان  ** حس را منکر نتانی شد عیان 
  • Kimse taşa gel buraya demez. Kimse bir toprak parçasından vefa ummaz. -
  • سنگ را هرگز بگوید کس بیا  ** از کلوخی کس کجا جوید وفا 
  • Kimse adama hadi uç demediği gibi köre de gel, beni gör diye bir teklifte bulunmaz.
  • آدمی را کس نگوید هین بپر  ** یا بیا ای کور تو در من نگر 
  • Tanrı, "Köre teklif yok" dedi. Hiç güçlükleri açan Tanrı, kimseyi güce sokar mı? 2970
  • گفت یزدان ما علی الاعمی حرج  ** کی نهد بر کس حرج رب الفرج 
  • Kimse taşa geç geldin, yahut sopaya neden bana vurdun demez.
  • کس نگوید سنگ را دیر آمدی  ** یا که چوبا تو چرا بر من زدی 
  • Mecbur olandan böyle şeyler aranmayacağı gibi özürlüye de kimse bu çeşit sözler söylemez, vurup dövmez.
  • این چنین واجستها مجبور را  ** کس بگوید یا زند معذور را 
  • Ey yeni, yakası temiz kişi, emir, nehiy, öfke, lütuf ve azarlama, ancak ihtiyacı olanadır.
  • امر و نهی و خشم و تشریف و عتاب  ** نیست جز مختار را ای پاک‌جیب 
  • Zulümde de ihtiyarımız vardır, sitemde de. Ben, bu Şeytanla nefisten bunu kastettim.
  • اختیاری هست در ظلم و ستم  ** من ازین شیطان و نفس این خواستم 
  • İhtiyar, senin içindedir. O, bir Yusuf görmedikçe elini uzatamaz. 2975
  • اختیار اندر درونت ساکنست  ** تا ندید او یوسفی کف را نخست