English    Türkçe    فارسی   

5
3294-3303

  • O deniz,bir çadırdır ki onun içinde kaz yaşar.Fakat kuzgunlar ölürler.
  • هست دریا خیمه‌ای در وی حیات  ** بط را لیکن کلاغان را ممات 
  • Zehir,yılana gıdadır,azıktır.Ondan başkasınaysa yılanın zehiri,derttir,ölümdür. 3295
  • زهر باشد مار را هم قوت و برگ  ** غیر او را زهر او دردست و مرگ 
  • Her nimetin,her mihnetin suresi,bana cennettir,ona cehennem.
  • صورت هر نعمتی و محنتی  ** هست این را دوزخ آن را جنتی 
  • Şu halde gördüğünüz bütün cisimlerle bütün eşyada hem gıda vardır,hem zehir,fakat siz görmezsiniz.
  • پس همه اجسام و اشیا تبصرون  ** واندرو قوتست و سم لاتبصرون 
  • Her cisim,bir kaseye,bir testiye benzer.Onda hem gıda vardır,hem gönül yakıcı bir hassa.
  • هست هر جسمی چو کاسه و کوزه‌ای  ** اندرو هم قوت و هم دلسوزه‌ای 
  • Kase meydandadır,içindeki gıda gizli.O kaseden ne yediğini,yalnız yiyen bilir.
  • کاسه پیدا اندرو پنهان رغد  ** طاعمش داند کزان چه می‌خورد 
  • Yusuf'un sureti,güzel bir kadehti.Babası o kadehten yüzlerce neşe şarabı içerdi. 3300
  • صورت یوسف چو جامی بود خوب  ** زان پدر می‌خورد صد باده‌ی طروب 
  • Fakat kardeşleri,ondan zehirli bir su içtiler de bu yüzden öfkeleri,kinleri arttı.
  • باز اخوان را از آن زهراب بود  ** کان دریشان خشم و کینه می‌فزود 
  • Sonra yine Zeliha,şekerler yedi,aşktan bir başka çeşit afyon yuttu.
  • باز از وی مر زلیخا را سکر  ** می‌کشید از عشق افیونی دگر 
  • O güzel,Yusuf'tan Yakub'un aldığı gıdadan başka türlü bir gıda aldı.
  • غیر آنچ بود مر یعقوب را  ** بود از یوسف غذا آن خوب را