English    Türkçe    فارسی   

5
3470-3479

  • Senin aklın, şarapsız böyle dağınık.. Aklına akıllar katmak gerek. 3470
  • هوش تو بی می چنین پژمرده است  ** هوشها باید بر آن هوش تو بست 
  • Ya sarhoş olunca aklin ne hale gelir ey bir kuş gibi sarhoşluk tuzağına tutulmuş adam?
  • تا چه باشد هوش تو هنگام سکر  ** ای چو مرغی گشته صید دام سکر 
  • Ziya-i Delk'ın boya çok uzundu. Kardeş! Şeyh-îislâm Tacı Belh'ise (ayet kıtaydı. Şey h-i İslâm,kardeşinden pek utanırdı.Ziya, bîr gün kardeşinin dersine geldi. Belh'in bütün ileri gelenleri oradaydı. Ziya, tapı kılıp geçti. Şeyh-i islâm, ona"öyle bir yarı kalktı. Bunun üzerine Ziya, evet dedi', çok uzun boylusun, boyundan bir parçacık çal!
  • حکایت ضیاء دلق کی سخت دراز بود و برادرش شیخ اسلام تاج بلخ به غایت کوتاه بالا بود و این شیخ اسلام از برادرش ضیا ننگ داشتی ضیا در آمد به درس او و همه صدور بلخ حاضر به درس او ضیا خدمتی کرد و بگذشت شیخ اسلام او را نیم قیامی کرد سرسری گفت آری سخت درازی پاره‌ای در دزد 
  • Ziya-i Delk, hazır cevap ve tatlı sözlü bir zattı. Şeyh-i islâm Tac-ı Belh'in kardeşiydi.
  • آن ضیاء دلق خوش الهام بود  ** دادر آن تاج شیخ اسلام بود 
  • Tac-ı Bel h, pek kısa boyluydu, âdeta bir kuşa benzerdi.
  • تاج شیخ اسلام دار الملک بلخ  ** بود کوته‌قد و کوچک هم‌چو فرخ 
  • Bütün bilgileri bilir, âlim faziletli bir adamdı ama Ziya, güzel söz söylemede ve nüktecilikte ondan üstündü.
  • گرچه فاضل بود و فحل و ذو فنون  ** این ضیا اندر ظرافت بد فزون 
  • O, pek kısaydı, Ziya da haddinden fazla uzun. Şeyhülislâm, pek nazlı, pek kibirli bir adamdı. 3475
  • او بسی کوته ضیا بی‌حد دراز  ** بود شیخ اسلام را صد کبر و ناز 
  • Bu kardeşinden utandı. Ziya da sözü tesirli bir vaizdi.
  • زین برادر عار و ننگش آمدی  ** آن ضیا هم واعظی بد با هدی 
  • Bir meclis günü, Ziya meclise geldi. Meclis, kadılarla, âlim ve temiz kişilerle doluydu.
  • روز محفل اندر آمد آن ضیا  ** بارگه پر قاضیان و اصفیا 
  • Şeyhülislâm, kibirinden kardeşine şöyle bir kalktı ve yine derhal yerine oturdu.
  • کرد شیخ اسلام از کبر تمام  ** این برادر را چنین نصف القیام 
  • Ziya, alınarak dedi ki: Çok uzun boylusun. Bari o selvi boyundan birazcığını çal!
  • گفت او را بس درازی بهر مزد  ** اندکی زان قد سروت هم بدزد