English    Türkçe    فارسی   

5
3473-3482

  • Tac-ı Bel h, pek kısa boyluydu, âdeta bir kuşa benzerdi.
  • تاج شیخ اسلام دار الملک بلخ  ** بود کوته‌قد و کوچک هم‌چو فرخ 
  • Bütün bilgileri bilir, âlim faziletli bir adamdı ama Ziya, güzel söz söylemede ve nüktecilikte ondan üstündü.
  • گرچه فاضل بود و فحل و ذو فنون  ** این ضیا اندر ظرافت بد فزون 
  • O, pek kısaydı, Ziya da haddinden fazla uzun. Şeyhülislâm, pek nazlı, pek kibirli bir adamdı. 3475
  • او بسی کوته ضیا بی‌حد دراز  ** بود شیخ اسلام را صد کبر و ناز 
  • Bu kardeşinden utandı. Ziya da sözü tesirli bir vaizdi.
  • زین برادر عار و ننگش آمدی  ** آن ضیا هم واعظی بد با هدی 
  • Bir meclis günü, Ziya meclise geldi. Meclis, kadılarla, âlim ve temiz kişilerle doluydu.
  • روز محفل اندر آمد آن ضیا  ** بارگه پر قاضیان و اصفیا 
  • Şeyhülislâm, kibirinden kardeşine şöyle bir kalktı ve yine derhal yerine oturdu.
  • کرد شیخ اسلام از کبر تمام  ** این برادر را چنین نصف القیام 
  • Ziya, alınarak dedi ki: Çok uzun boylusun. Bari o selvi boyundan birazcığını çal!
  • گفت او را بس درازی بهر مزد  ** اندکی زان قد سروت هم بدزد 
  • Sende akıl nerde, fikir nerde ki ey bilgi düşmanı, tutup şarap içeceksin? 3480
  • پس ترا خود هوش کو یا عقل کو  ** تا خوری می ای تو دانش را عدو 
  • Yüzün pek güzel, bari biraz da çivit sür. Habeşin yüzüne, çivit, gülünç olur doğrusu.
  • روت بس زیباست نیلی هم بکش  ** ضحکه باشد نیل بر روی حبش 
  • A azgın, sende nur nerde ki kendinden geçiyor da karanlık arıyorsun.
  • در تو نوری کی درآمد ای غوی  ** تا تو بیهوشی و ظلمت‌جو شوی