English    Türkçe    فارسی   

5
3681-3690

  • Bu âlemden öte bir âleme yeni bir zevk gelsin diye eski sevinci, kökünden çeker, çıkarır.
  • می‌کند بیخ سرور کهنه را  ** تا خرامد ذوق نو از ما ورا 
  • Gam, üstü dallarla yapraklarla örtülü yeni kökü bitirsin diye çürümüş, porsumuş olan eski kökü yerinden söküp çıkarır.
  • غم کند بیخ کژ پوسیده را  ** تا نماید بیخ رو پوشیده را 
  • Gam, gönülden neyi döker, yahut koparırsa karşılık olarak mutlaka daha iyisini verir.
  • غم ز دل هر چه بریزد یا برد  ** در عوض حقا که بهتر آورد 
  • Hele derdin, gamın, yakın ehline kul olduğunu iyice bilene daha fazla lütuf tarda bulunur.
  • خاصه آن را که یقینش باشد این  ** که بود غم بنده‌ی اهل یقین 
  • Bulutla şimşek, asık suratlılık, ekşi yüzlülük göstermese asma yaprağı, doğuya benzeyen gülümsemelerini gösterir mi hiç? 3685
  • گر ترش‌رویی نیارد ابر و برق  ** رز بسوزد از تبسمهای شرق 
  • Kutluluk, kutsuzluk, gönlüne gelir, konuklar. Bunlar, evden eve giden yıldızlara benzerler.
  • سعد و نحس اندر دلت مهمان شود  ** چون ستاره خانه خانه می‌رود 
  • Senin burcunda konakladı mı onun talihi gibi sen de tatlı bir hale, gel, çevikleş.
  • آن زمان که او مقیم برج تست  ** باش هم‌چون طالعش شیرین و چست 
  • Böyle hareket et de o yıldız, aya gitti, ulaştı mı o gönül sultanına senden şükür etsin.
  • تا که با مه چون شود او متصل  ** شکر گوید از تو با سلطان دل 
  • Sabırlı ve her şeye razı olan Eyyub, tam yedi yıl Tanrı konuğunu, belâyı hoş tuttu.
  • هفت سال ایوب با صبر و رضا  ** در بلا خوش بود با ضیف خدا 
  • O sert ve yüzü pek âlâ da Tann'ya dönünce ondan yüzlerce çeşit şükürlerde bulundu da, 3690
  • تا چو وا گردد بلای سخت‌رو  ** پیش حق گوید به صدگون شکر او